SKDM (CBAM) Sertifikası, Avrupa Birliği yerleşik ithalatçıların, ithalat yaptıkları mallarda karbon emisyonu limitini aşan ürünler için için ödeyeceği karbon vergisi türüdür. SKDM (Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması) Sertifikası uygulaması 2026 yılından sonra başlayacaktır. SKDM (CBAM) Sertifikası, Avrupa Birliği üye ülkelerinde yerleşik faaliyet gösteren ithalatçılar tarafından ödenecektir. SKDM Sertifikası bedelleri Türk İhraçatçılar tarafından ödenmeyecektir. Avrupa Birliği dışında faaliyet gösteren ve Avrupa Birliğine ihracat yapan kuruluşlar SKDM sertifikası bedeli ödemeyeceklerdir. CBAM regülasyonunda açıkça belirtildiği üzere, CBAM Sertifikası sadece Avrupa Birliğinde ithalat yapan işletmeler tarafından ödenecektir.
SKDM, Avrupa Birliği'nin (AB) ithalatçılarını temiz enerji üretimine teşvik etmek ve AB içinde karbon kaçağı riskini azaltmak amacıyla oluşturulan bir düzenlemedir. Türkiye, AB'nin önemli bir ticaret partneri olduğu için bu düzenleme ülkemizi etkileyebilir. SKDM, aşamalı olarak uygulanacaktır. İlk aşamada, karbon yoğun sektörler ve karbon kaçağı riski taşıyan belirli ürünler bu düzenlemeye tabi tutulacaktır.
Özellikle çimento, demir-çelik, alüminyum, gübre, elektrik ve hidrojen sektörleri, ayrıca vida, cıvata ve bağlantı elemanları bu düzenlemenin kapsamına girmektedir. Emisyonların raporlanma zorunluluğu 1 Ekim 2023'te yürürlüğe girecektir. İthalatçılar, her yıl AB'ye ithal ettikleri ürünlerin üretimi sırasında oluşan emisyonları ve üretimde kullanılan elektrik kaynaklı emisyonları ürün bazında raporlamalı ve ayrıca ürün miktarını beyan etmelidirler.
Taslak mevzuatta, raporların akredite doğrulayıcılar tarafından doğrulanma zorunluluğu geçiş döneminde getirilmemiştir. Emisyon hesaplama metodolojileri 2026'ya kadar olan geçiş döneminde tamamlanacaktır. Geçiş döneminin sona ermesinin ardından, 1 Ocak 2026'da ücretlendirmelerin başlayacağı ana uygulama dönemi başlayacaktır. Fiyatlandırma, AB İç Emisyon Ticaret Sistemi tahsisatlarının haftalık ortalamasına göre belirlenecektir. Ulusal karbon fiyatlandırma uygulamaları, SKDM ücretlerinden indirim sağlayabilir.
Tam muafiyet ise AB İç Emisyon Ticaret Sistemi'ne katılım veya AB ETS ile bağlantılı bir sistemin kurulması ile elde edilebilir. Örneğin, Norveç ve İsviçre bu şekilde SKDM'den muaf tutulmuştur. Türkiye ise 2024 yılı sonunda bir pilot emisyon ticaret sistemi başlatmayı hedeflemekte ve SKDM başlangıç tarihinde bu sistemin birinci fazına geçmeyi planlamaktadır. Türkiye'nin oluşturmayı düşündüğü ulusal emisyon ticaret sistemi, AB ETS ile eşdeğer bir yönteminin uygulanması sayesinde SKDM'den indirimli yararlanma ve ülkemizin olumsuz etkilerden mümkün olduğunca az etkilenmesi açısından önemlidir.
Ücretsiz Kirletme Hakları (Serbest Tahsisat): İlgili otoriteler tarafından belirli işletmelere verilen ücretsiz kirletme hakları, birinci yol olarak karşımıza çıkar. Bu haklar, belirli bir sektörün toplam emisyonlarının belirli bir yüzdesini temsil eder. İlgili otoriteler, bu hakları işletmelere, geçmiş yıllardaki emisyonlarını göz önünde bulundurarak dağıtır.
Açık Artırma Yoluyla Satış: İkinci yol, karbon haklarını açık artırmayla satmaktır. Bu durumda, işletmeler veya ilgili otoriteler, karbon haklarını açık artırmada satışa sunarlar. Bu şekilde, emisyon hakları pazar fiyatına göre belirlenir ve ticaret yapılır.
Alım-Satım İşlemleri: Üçüncü yol, işletmelerin emisyon haklarını ETS içindeki diğer aktörlerden belirli bir ücret karşılığında satın almalarını içerir. Bu yöntem, ticari aktörler arasında karbon tahsisatlarının alınıp satılmasını sağlar ve piyasa fiyatını etkiler.
Dünya genelinde, 39 ulusal ve 23 bölgesel ETS mevcuttur. Özellikle Çin ve Japonya gibi ülkeler bölgesel ETS örnekleri sunarken, Güney Kore ve Yeni Zelanda gibi ülkeler de ulusal ETS uygulamaktadır. Dünyanın en büyük karbon pazarı olan Avrupa Emisyon Ticareti Sistemi (AB ETS), 2005 yılından bu yana faaliyette olup yılda 2 milyar tonun üzerinde karbondioksit emisyonunu kapsamaktadır. AB ETS, 31 ülkede uygulanmakta olup enerji sektörü, yanma tesisleri, petrol rafinerileri, demir-çelik ve diğer endüstriyel faaliyetler gibi birçok sektörü içermektedir. İsviçre, AB ETS ile ilişkilendirilen ilk ülke olarak tarihinde bir adım atmıştır. Bu ilişkilendirme, iki sistemin emisyon tahsisatlarının karşılıklı olarak tanınmasını sağlamıştır.