Menü

Çifte Önemlilik Analizi

Yıllar içerisinde önemli bir soruna dönüşen küresel ısınmanın ve günden güne azalarak yaşam faaliyetlerini zorlaştıran yeryüzü kaynaklarının yarattığı olumsuz etki, tüm dünyada çeşitli atılımlar yapmayı zorunlu hale getirmiştir. Bu süreçte ortaya çıkan sürdürülebilirlik kavramı ise 1983 yılında Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan “Ortak Geleceğimiz” raporundaki ilk kullanımından günümüze dek önemini artırarak gelmiştir.

Dünyadaki tüm canlıların ve yaşamın geleceğinin korunabilmesi, bu geleceğin herhangi bir şekilde riske atılmaksızın üretimin de devamlılığının sağlanabilmesi tanımlarını içeren sürdürülebilirlik kavramı, geniş anlamı ile çevrenin korunması, sosyal gelişimin sağlanması ve ekonomik büyümenin mümkün olması gibi tüm faktörleri de bünyesinde barındırmaktadır.

Öte yandan mevcut kaynakların sınırsız olmadığının bilinci ile bugünün iş dünyası ve yatırım alanlarında da öne çıkan sürdürülebilirlik, artık yalnızca çevresel unsurlar çerçevesinde değerlendirilmemekte, bunun yanında finansal performansla da aynı noktada ele alınmaktadır. Bu noktadaki ilişkiyi daha anlaşılır bir hale getirmek içinse çifte önemlilik kavramı ortaya çıkmıştır.

Şirketlerin finansal getirileri ve hem çevresel hem de sosyal etkilerine odaklanan bir analiz yaklaşımı olan çifte önemlilik, şirket faaliyetlerinin devamlılığı sürecinde iç ve dış etkilerin değerlendirilmesini sağlamaktadır. Bu özelliği ile faaliyetlerin sürdürülebilirliğe etkisi ve sürdürülebilirliğe dair meydana gelen aksamaların da şirket işleyişi ve iş performansları üzerindeki etkileri daha detaylı gözlemlenebilmektedir.

Çifte Önemlilik Analizi Nedir?

Çifte önemlilik analizi, bir işletmedeki ekonomik ve çevresel faktörlerin sürdürülebilirliğe etkisi tümevarım olarak ve sürdürülebilirlik etmenlerinin de şirkete etkilerini tümdengelim olarak ele almaktadır.  Bu özelliği ile her iki unsurun da özellikleri, artıları ve eksileri ile önemliliği analiz edilebilmektedir.

Geleneksel açıdan firmalarda yaygın olan analiz şekli, çevresel faktörlerin kendi finansal performanslarına etkisini dikkate almak üzerinedir. Halbuki, çifte önemlilik analizi içten dışa olacak şekilde işletmelerin iş performansının sürdürülebilirliğe etkisini de konu alarak, karşılıklı ilişkiyi incelemektedir. Hem ekonomik açıdan hem de yarar sağlamak açısından risklerin ve fırsatların açıkça ortaya çıktığı çifte önemlilik analizinde, işletmelerin büyüme ve gelişmelerine dair stratejilerini bütünsel anlamda yönetmeleri de daha kolay olmaktadır.

Başka bir deyişle, çevresel ve sosyal hedefler açısından önemli olan tüm konuların zamanla finansal sonuçlar doğurabileceği anlayışı da çifte önemlilik analizi destekleyen bakış açılarındandır. Bu da bir şirketin iklimsel fayda sağlama sürecinin yanı sıra iklim değişikliklerinin de şirket üzerindeki etkilerinin denetimi şeklinde örneklendirilebilir.

Çifte Önemlilik Analizi Kimler Tarafından Yapılmalıdır

Çifte Önemlilik Analizi Kimler Tarafından Yapılmalıdır, Bunun İçin Hangi Uzmanlıklar Gereklidir?

Avrupa Birliği, yakın dönemde başlattığı projeler ile 2050 yılına dek iklim nötrleşmesini hayata geçirmeyi hedeflemekte ve bu sebeple de Yeşil Mutabakat Eylem Planı dahilinde yenilikler yapılmasını zorunlu tutmaktadır. Güncellediği yasal düzenlemeler ile sektörlerin yükümlülüklerini artıran AB atılımları, finans konusunda da iklim bazlı dönüşümleri içermektedir.

Şirket patronlarını, karbonsuz ekonomiye geçişin hızlandırıldığı bu dönemde finansal akışı ve bunların etkilerini de doğru yönetebilmeleri adına bir dizi kurala tabi tutan yenilikler, kurumsal sürdürülebilirlik raporlarının sürekliliğini de kaçınılmaz hale getirmektedir. Bu noktada ise şirketlerin hem raporlamaya dair tüm yükümlülükleri kavrayabilmeleri hem de yeterli hesaplama ile gerekli önlemleri alabilmeleri adına doğru bir çifte önemlilik yaklaşımını benimsemeleri gerekmektedir.

Çifte önemlilik kavramı ilk kez AB Komisyonu tarafından 2019 yılında Finansal Olmayan Raporlama Kılavuz İlkeleri (NFRD) kapsamında kullanılmıştır. İlgili tarih itibarıyla muhasebe, finans ve denetimde kilit bir role sahip olan çifte önemlilik analizinin yapılabilmesi adına ise belli uzmanlıklara sahip olunması gerekmektedir. Öyle ki çifte önemlilikte finansal tabloların doğru hazırlanması, hata veya eksikliklerin ekarte edilebilmesi adına kritiktir.

Ayrıca, çifte önemlilik analizinin yatırımcıların karar süreçlerini etkilediği de söylenebilir. Şirket başarısı, verimliliği ve geleceği açısından ipucu niteliği taşıyan analizler, potansiyel yatırımcılar için bir değerlendirme unsuru ve olası karlılık stratejisi de sayılabilmektedir. Bu durumda, aşağıdakiler de dahil olmak üzere çifte önemlilik analizi yapma yetkisi bulunan uzmanların sıralaması şöyledir:

  • Sektörel bilgiye vakıf, uzman danışmanlık firmaları çalışanları,
  • Paydaş beklentilerini analiz etmekte profesyonelleşen kişiler ve iş geliştirme uzmanları,
  • Risk yönetimi uzmanları ve sürdürebilirlik uzmanları,
  • Şirket bünyesinde veya dışardan hizmet veren finans ve muhasebe ekipleri.

Söz konusu kişilerin çifte önemlilik analizi raporu hazırlayabilmeleri adına yalnızca finans konusunda donanıma sahip olmaları yeterli değildir. Bununla birlikte mutlaka konu ile ilgili yasal düzenlemeler hakkında enformasyonları anlama ve uygulama yeterliliklerinin bulunması da beklenir. Ayrıca, stratejik düşünme ve veri analizi, mali raporlama, veri analitiği ve araştırma yöntemleri, paydaş analizi gibi konularda uzmanlıklarının bulunması ve sürdürülebilir yönetim bilgisine hakim olmaları da önemlidir.

Çifte Önemlilik Analizi Hangi Sektörler İçin Özellikle Önemlidir?

Çifte önemlilik analizi (double materiality analysis), içeriği ve sunduğu fayda bakımından aslında her sektör için göz ardı edilemez bir değere sahip olmakla birlikte özellikle aşağıdaki sektörler için kritik öneme sahiptir:

  • Karbon emisyonları ve fosil yakıt kullanımı gibi maddelerle bağlantılı olması sebebiyle enerji ve tabi kaynaklarla ilgili şirketler,
  • Çevresel atık yönetiminin öne çıktığı ağız sanayi ve imalat firmaları,
  • Özellikle ESG (çevresel, sosyal ve yönetimsel) risklerinin ekonomik açıdan etkilerinin değerlendirilebilmesi adına finans şirketleri,
  • Tarım ve gıda temelli şirketler ve atık yönetiminin temel olduğu tüketim mallarına yönelik firmalar,
  • Karbon emisyonları ve enerji verimliliği denildiğinde akla ilk gelen inşaat, ulaşım ve lojistik alanında hizmet veren şirketler,
  • İlaçların çevresel etkileri göz önünde bulundurulduğunda ilaç sanayii ve sağlık sektörü.

Bunların yanı sıra turizm ve teknoloji bazlı birçok sektör de hem enerji verimliliği hem de üretim veya hizmette doğal alanların korunması gibi unsurlar göz önüne alındığında çifte önemlilik analizinin vazgeçilmez olduğu çalışma alanlarıdır.

Çifte Önemlilik Değerlendirmesi Hangi Süreçlerden Oluşur?

Çifte önemlilik değerlendirmesinde farklı uzmanlık alanlarına sahip kişilerin bir araya gelerek analiz raporu hazırlaması da mümkün olabilmektedir. Burada önemli olan nokta, elde edilen verilerin doğru analiz edilmesi, sürdürülebilirlik anlamında gerçekçi düşünülmesi, kısa, orta ve uzun vadeli etkilerin mümkün olduğunca öngörülebilmesi ve çevreye, toplum ve tüm paydaşlara yarar sağlayacak bir çerçeve çizilebilmesidir.

Süreçte karşılaşılacak en büyük zorluk ise olası iç ve dış riskler ile bunların etkilerinin ve de asıl önemli olan noktaların tespitidir. İleride meydana gelebilecek herhangi bir olumsuzluğun tedbirini şimdiden alabilmek adına şeffaf ve güvenilir bir raporlama yapmak oldukça önemlidir. Buna göre, yapılacak değerlendirme aşağıdaki süreçlerden oluşmaktadır:

  • Çalışmanın tüm hedeflerinin ve aşamalarının belirlenmesi, bunun için gerekli ekibin kurulması ve varsa paydaşların belirlenmesi,
  • Öncelik verilmesi gereken konuların tanımlanması ve gerekli güncellemelerin yapılması,
  • Finansal ve etkisel bazda önemliliği kapsayan tüm içsel ve dışsal kanıtların ve verilerin toplanması ve doğru şekilde analiz edilmesi,
  • Belirlenen ve değerlendirilen hususlara ilişkin verilerin toparlanması, şirketin sürdürülebilirliğe yönelik stratejilerinin finansal açıdan değerlendirilmesi ve olası riskler ile izlenebilecek yolların in belirlenmesi, faaliyetlerin ESG açısından incelenmesi ve hem finansal hem de çevresel, sosyal ve yönetimsel (ESG) açıdan çifte önemlilik matrisinin hazırlanması,
  • Risk ve fırsat değerlendirmelerinin ardından yapılabilecek stratejik değişim ve gelişimlerin belirlenmesi ve bunun için ihtiyaç duyulacak kaynakların ve insan gücünün ortaya çıkarılması,
  • Karar verilen stratejilerin uygulamaya konulması, izlenmesi, raporlanması ve denetimi ile paydaşların da sürece şeffaf bir biçimde katılımının sağlanması.

Çifte Önemlilik ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Stratejilerine Entegrasyonu

Bugünün iş dünyasında ve sosyal hayatta sürdürülebilirlik, uzun vadeli başarıların elde edilmesi ve bunların korunması adına bir zorunluluk niteliğindedir. Sürecin temel yapı taşlarından biri olan çifte önemlilik ise özellikle şirketlerin iç ve dış, çevresel ve sosyal, kurumsal ve finansal performanslarının tüm olası etkilere karşı dikkate alınmasını sağlamaktadır. Bu sayede de şirketlerin ticari anlamda kritik noktaları anlamaları daha da kolaylaşmaktadır.

Paydaşlarla daha şeffaf bir iletişimi mümkün hale getiren ve bu sayede de güvenirliğin artmasını sağlayan çifte önemlilik, potansiyel tehditlerin önceden belirlenebilmesini kolaylaştırmanın yanı sıra sürdürülebilir iş modellerinin benimsenmesine de yardımcı olarak rekabet sürecinde avantaj sağlamaktadır. Öte yandan yasal uyum konusunda da ilgili düzenlemelere entegrasyon, şirkete dair raporlamaları zorunlu hale getirirken, daha planlı ve kontrollü bir vizyon oluşumuna da katkı sunmaktadır.

Buna göre, raporlama pratiklerini ve finansal faktörleri sürdürülebilirlik stratejilerine entegre eden şirketler için gerekli süreç aşağıdakileri içermektedir:

  • Finansal ve çevresel riskleri belirlemek ve olanakları öncelikli hale getirmek adına kapsamlı bir çifte önemlilik analizinin yapılması,
  • Performans ölçümlerini izleyebilmek adına kapsamlı bir ölçme ve raporlama sistemlerinin uygulamaya sokulması,
  • Uzun vadeli ve kalıcı büyümeyi teşvik edebilmek için finansal hedeflerin sürdürülebilirliğe dair tüm unsurlar ile uyumlu hale getirilmesi,
  • Tüm çalışanların ve paydaşların katılımının sağlanması, uygun bir iletişim sürecinin devrede olması ve ikili öncelikli konuların etkili bir şekilde ele alınması.

Çifte Önemlilik ve Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları

Çifte önemlilik, globalde sürdürülebilirlik raporlama standartları olarak kabul edilen Global Reporting Initiative (GRI) ve International Financial Reporting Standards (IFRS) ile bütünleşik bir perspektifte ele alınmaktadır. Çevresel ve sosyal açıdan oluşan tüm etkilerin somut olarak raporlanmasını içeren GRI ve mali performansa doğrudan etki eden tüm faktörleri kapsayan IFRS, bu çerçevede meydana gelen uyum ile sosyal etkilerin ve finansal performansların daha dengeli bir bağlamda raporlanması adına önemlidir.

Bununla birlikte özellikle çifte önemlilik analizini zorunlu kılan düzenlemelerden biri ise Avrupa Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları, bilinen kısa adıyla ESRS’dir. Söz konusu standartlar ise ekonomik açıdan performansların yanı sıra şirketlerin doğal kaynak kullanımı ve iklim değişikliği gibi diğer tüm etkileri raporlamalarını da mümkün hale getirmektedir.

Çifte Önemlilik Kavramının Yatırımcılar Açısından Önemi

Uzun vadeli yatırım stratejileri geliştirmek, olası tüm riskleri öngörerek gerekli önlemleri almak ve yatırım fırsatlarını kaçırmamak adına çifte önemlilik, yatırımcıların anlaması gereken bir kavramdır. Öyle ki finansal ve çevresel etmenlerin ilişkisini değerlendirebilmek, akabinde daha doğru ve fayda sağlayıcı kararlar almak ve bu sayede de şirketin büyümesi için gerekli zemini hazırlamak, çifte önemlilik analizi ile çok daha kolay olmaktadır. Bu da yatırımcıların sürdürülebilirlik performansını gözden geçirirken, finansal getirilerini de dikkate alarak portföylerini optimize etmelerine olanak tanır.

Çifte Önemlilik Analizi Nasıl Yapılır?

Ocak 2024 tarihi itibarı ile yürürlüğe giren AB'nin yeni Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) kapsamına uymanın en gerekli adımı çifte önemlilik analizi yapmaktır. Bu göre, CSRD'den etkilenen tüm şirketler için çifte önemlilik analizi yapmanın bir zorunluluk olduğunu söylemek mümkündür. Belli başlı standartlarla netleştirilen süreç boyunca sürdürülebilirliğe dair hangi noktaların önem kazandığı ve raporlamalara dahil edilmesi gerektiği de belirlenebilmektedir.

Öyle ki çifte önemlilik analizi yapacak şirketlerin CSDR’ye göre dikkate almaları gereken iki farklı türde önemlilik bulunmakta ve bunlar da etki maddiliği ile finansal maddilik olarak sınıflandırılmaktadır.

İlgili şirketin sektörel her türlü eyleminin kısa, orta ve uzun vadede tüm evreni, insanları ve çevreyi ne derece ve ne şekilde etkilediği konusuna yoğunlaşan etki maddiliği, bir nevi reaksiyon değerlendirmesi anlamına gelmektedir. Bunun yanı sıra bir diğer madde olan finansal maddilikte ise asıl odak noktası, iklimin yapılan işe doğrudan ve dolaylı etkileri ile sürdürülebilirlik kavramıdır.

Bu faktörler arasında şirketin mevcut performansı, büyüme adımları, kısa, orta ve uzun vade planları ve sermaye maliyeti gibi konular da yer almaktadır. Her iki maddilik ile şirket için özellikle önem taşıyan sürdürülebilirlik riskleri ve fırsatları belirlenebilmekte ve raporlamaya dahil edilebilmektedir.

Öte yandan söz konusu çerçevede çifte önemlilik analizi ise şu şekilde yapılabilir:

  • Şirketin çevre ve toplum üzerindeki etkisi, sürdürülebilirlik riskleri ve fırsatları hakkında bilgi toplamak adına ilgili paydaşlarla etkileşim kurulur.
  • Şirket için hangi sürdürülebilirlik konularının ilgili ve önemli olduğunun belirlenebilmesi adına ESRS listeleri karşılaştırması yapılır ve sektörel faaliyetler, hizmet alanları, tüm değer zincirleri ile olası riskler ve fırsatlar detaylandırılır.
  • Şirket ile ilgili sürdürülebilirlik konularının de belirlenmesinin ardından bunların sosyal ve çevresel etkileri ile mali etkileri ön görülerek raporlanır. Bu adımda şirketin değer zincirleri ile bunlardan etkilenebilecek durumlar (finansal itibar kaybı veya insan hakları ihlali ve benzerleri) dikkate alınır.
  • Olası zorluklara karşın alternatif çözümler üretilir ve tanımlanan tüm risk ve fırsatlar, belli bir düzenlemede, önemlilik tablolarıyla işlenir. Bunlar, aynı zaten şirkete her daim değer katacak adımlar olarak da önem arz etmektedir.
  • Son olarak, her tanımlanmış önemli sürdürülebilirlik konusu için çevresel ve toplumsal etkileri yönetmek adına eylem planları yapılır. Bu plan dahilinde ise mevcut ölçümlerin iyileştirilme adımlarının yanı sıra hedefler, politikalar ve olası krizlerin yönetimleri ile iş modelleri, pazar konumları ve tüm bunların değer zinciri üzerindeki etkileri yer almaktadır.

Çifte Önemlilik Değerlendirmesi Danışmanlığı Kapsamında Yürüttüğümüz Hizmetler

Çifte Önemlilik Değerlendirmesi Danışmanlığı Kapsamında Yürüttüğümüz Hizmetler

CASEM’in çifte önemlilik analizi danışmanlığı adına yürüttüğü hizmetler arasında, ilk adımda şirketlerin ESG (çevresel, sosyal ve yönetimsel) kapsamında karşılaşabileceği fırsatların ve risklerin değerlendirmesi yer almaktadır. Sürdürülebilirliğin dikkate alındığı tüm süreçte, ihtimallere dayalı mali değişimler ön görülmekte, bunlara paralel stratejiler belirlenmekte ve hatta ihtiyaca dair yeni iş modelleri ile gelişim sağlanması hedeflenmektedir.

Hizmetler kapsamında ayrıca, mevcut durumdaki etkileşimler ele alınmakta ve şirketlerin tüm raporlama süreçleri, profesyonellerce tamamlanmaktadır. Eş zamanlı olarak nicel ve nitel tüm eşiklerin belirlendiği bu aşamalarda, şirketlerin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmaları için ihtiyaç duydukları yol haritası detaylandırılmakta ve bu sayede de uzun vadede değer inşa etmeleri sağlanmaktadır.

Tüm bunlar için CASEM, şirketlerin hem kendi büyüme ve sürdürülebilirlik konularındaki sonuç arayışlarını gerçekçi hale getirmekte hem de geniş bir yelpaze içerisinden tüm risk ve fırsatların daha anlaşılabilir olmasını sağlamaktadır. Yalnızca ilgili alanların dikkate alınarak fayda sağlandığı ve tehditlerin de erken müdahale ile önlenebildiği bir planlama oluşturmayı amaç edinen CASEM, bu yaklaşımı ile paydaş beklentilerini de karşılarken, sürdürülebilirlik raporlamalarının da CSRD ve GRI gibi ilgili uluslararası mevzuat ve standartlara uyumlu olmalarını da sağlamaktadır.

Çifte Önemlilik Analizinin Sürdürülebilir Gelecekte Rolü

Çifte önemlilik değerlendirmesi, şirketlerin sürdürülebilirlikle ilgili bir kılavuz çıkarabilmesi adına en önemli adımdır. Bu sayede, sınırlı kaynakların efektif kullanımı sağlanabilmekte, tüm zayıf noktalar için stratejik eylem planları oluşturulabilmekte ve hem finansal hem de çevresel anlamda en üst düzeyde fayda sağlayabilecek ilerleme rotası uygulamaya konulabilmektedir. Şirketin daha verimli ve kazançlı olmasına katkı sağlayan çifte önemlilik analizi, sürdürülebilir gelecek için de olmazsa olmazdır.

Öncelikli konuların belirlenmesini sağlayan analiz, bu sayede paydaşlarla iletişimi de güçlendirmekte ve olası endişelerin daha rahat giderilmesine katkıda bulunmaktadır. Şirket paydaşlarını sürece doğrudan dahil etmeyi içeren maddeleri sayesinde çifte önemlilik değerlendirmesi, şirket çatısı altında şeffaf ve vizyoner bir bütünlük oluşmasına da yardımcı olmaktadır.

Çifte önemlilik analizinin şirketle için riskleri daha etkin şekilde ortadan kaldırma şansı yaratması, uzun vadeli başarıyı inşa ederken, sürdürülebilirliğin artırılmasını da sağlamaktadır. Bu süreç ayrıca, şirketler için pazarda bir rekabet avantajı da sunabilmektedir. Verimlilikte, inovasyonda ve dolayısıyla da karlılıkta iyileştirmeler yapan şirketler, daha güçlü ve itibarlı şekilde pazarda yer bulabilmekte ve bunu da çifte önemlilik analiziyle olası hale getirebilmektedir. Öte yandan performans iyileşmelerinin, marka bilinirliğini ve müşteri aidiyetini olumlu etkilediğini söylemek de mümkündür. Ulusal ve global standartlara uyumun şartlarında biri haline gelen bu analiz, yasal düzenlemelere eşlik etmenin ve dolayısıyla bu konuda risk almamanın da bir güvencesidir.

Yapılacak şeffaf bir raporlama, kontrol ve takip şansı sunarken, aynı zamanda kazanımların ve sürdürülebilirlik anlamındaki tüm taahhütlerin somut şekilde ortaya çıkmasına da yardımcı olacaktır. Tüm bunlar göz önüne alındığında çifte önemlilik analizinin şirket adına ve daha da ileri boyutuyla çevre adına geleceği şekillendiren hayati bir stratejik araç olduğu söylenebilir. Daha geniş çapta bakıldığında ise doğal kaynakların azalması, iklim değişikliği, toplumsal eşitsizlik ve benzeri tüm küresel sorunların uyum ve çözüm süreçlerinde doğru öneriler getirilmesi adına çifte önemlilik analizinin yeri vazgeçilmezdir. Geleceğe dair bu vizyonu, değerlendirmenin de sürdürülebilir iş dünyasında ileriye taşıyıcı bir rolü olduğu anlamına gelmektedir.

Bu Analiz İçin Gereken Veri Kaynakları ve Analiz Araçları Nelerdir?

Çifte önemlilik değerlendirmesi yapabilmek için birtakım veri toplama yöntemlerine ihtiyaç durulmaktadır. Buna göre analiz raporunda kullanılabilecek kaynaklar ise şunlardır:

  • Sürdürülebilirlik raporları, finansal tablolar ve benzeri şirket dahilindeki denetim dataları,
  • Sektörel kıyaslamaların yer aldığı bilgiler ve yetkili yönergeleri gibi harici kaynaklar,
  • Odak gruplara yönelik yapılmış çalışmalar, anketler veya birebir görüşmeler gibi durumların sonucunda elde edilen paydaş geribildirimleri,
  • Analizi kolaylaştırmak ve daha fazla veriye ulaşmak amacıyla hazırlanmış teknolojik analitik platformlar ve ESG yazılımlarından elde edilen sonuçlar.

Bunların yanı sıra daha önceden yapılmış çalışma ve raporlara literatür taramasıyla ulaşılarak, bunlardan da yararlanmak mümkün olabilmektedir. Ayrıca demografik, ekonomik ve sektör bazlı verilerden de bu süreçte faydalanılabilir. Müşteri ilişkilerine ve kurumsal kaynak yönetimine dair yazılımlar da analiz adına yarar sağlayan diğer kaynaklardır. Bunların yanı sıra veri analizleri için istatistik yazılımlarına da ihtiyaç duyulmaktadır. Analiz araçları arasında en fazla başvurulanı ise SPSS, SAS ve hesaplama ve grafikler için kullanılan diğer yazılımlardır. Elde edilen verilerin belirli tablo ve metisler olarak raporlanması için de yine uygun programlar kullanılabilir.

Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları

Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları veya bilinen kısa adıyla TSRS, 1 Ocak 2024 yılında yürürlüğe girmiş olup, birçok şirketi de yakından ilgilendirmektedir. Özellikle sürdürülebilirlik raporlaması kapsamında yer alan şirketler için zorunlu hale getirilen uygulamada, ilgili şirketlerin sürdürülebilirliğe dair performanslarını açık ve detaylı şekilde sunmaları beklenmektedir. Aranan bu şeffaflık sürecinde ise çifte önemlilik analizinin yeri fazlasıyla kıymetlidir. Yeşil dostu finansmana erişim ve AB şirketleri ile global pazarda iş ortaklığı hedefi bulunan şirketlerin olmazsa olmazı haline gelen TSRS, rekabet piyasası içerisinde sunduğu avantajlarla da öne çıkmaktadır.

Öte yandan sürdürülebilirlik konusundaki risklere ve fırsatlara karşı efektif stratejiler geliştirmeyi mümkün kılan uygulama, aynı zamanda şirketlerin iç ve dış değişkenler çerçevesinde kapsamlı tahlilini de kolaylaştırmaktadır. Bu bağlamda TSRS, Türkiye'deki yerleşik şirketlerin AB Kurumsal Sürdürülebilirlik Raporlama Direktifi (CSRD) ve Kurumsal Sürdürülebilirlik Durum Tespiti Yönergesi (CSDDD) kapsamındaki dolaylı veya doğrudan sorumluluklarını yerine getirmeleri için hem bir fırsat hem de bir motivasyon unsuru olarak ele alınabilir.

Çünkü uluslararası standartlara uygun sürdürülebilirlik raporlaması yapan işletmeler, bu sayede çok daha detaylı olan ve tek bir çalışma ile birden fazla ulusal ve global düzenlemeye uyum sağlayabilen raporlara sahip olabilir. Öyle ki Türkiye’deki şirketlerin sosyal, ekonomik ve çevresel performanslarını dokümante edilmesini sağlayan TSRS, aslında Türkiye’de faaliyet gösteren tüm şirketleri nispeten etkilese de aşağıdakiler de dahil olmak üzere bazı şirketler için zorunlu tutulmaktadır:

  • Yıllık net satış hasılatı 1 Milyar TL ve üzerinde olan şirketler,
  • Çalıştırdığı kişi sayısı 250 ve üzeri olan şirketler,
  • Duran ve dönen varlıkları (aktif toplam) 500 Milyon TL ve üzeri olan şirketler,
  • TMSF kapsamı dışında BDDK’ya bağlı olan bankalar ve diğer kamu şirketleri.
Güncelleme Tarihi: 25.11.2024 12:24:40
YORUMLAR(İLK YORUM YAPAN SEN OL)
İlginizi Çekebilecek Diğer Bloglar
  • Sürdürülebilirlik Nedir?
    Sürdürülebilirlik, kısaca gelecek nesillerin hakkını elinden almadan daima var olma kabiliyetine denir.
    13 Ekim 2023
  • Cradle to Cradle Nedir?
    Endüstriyel üretim genellikle doğrusal bir modeli takip eder. Cradle to Cradle ise ürünün yaşam döngüsünü hammaddelerin çıkartılmasıyla başlar.
    23 Ekim 2023
  • Net Sıfır Karbon Nedir?
    Karbon Net Sıfır, karbon salınımını azaltma yaklaşımıyla birlikte bireylerin atmosfere verdiği karbondioksit miktarını sıfıra indirmeyi hedefler.
    28 Kasım 2023
Ebülten
E-Bülten Aboneliği
Duyurular ve yeniliklerden haberdar olmak için e-bültenime kayıt olun.
Whatsapp