Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizmasını Tesis Eden 10 Mayıs 2023 tarihli ve (AB) 2023/956 sayılı AVRUPA PARLAMENTESOU VE KONSEY TÜZÜĞÜ
Avrupa Birliği’nin İşleyişi Hakkında Antlaşma’yı ve bu Antlaşma’nın özellikle 192(1) maddesini göz önünde tutarak,
Avrupa Komisyonunun önerisini göz önünde tutarak,
Taslak yasama tasarrufunun ulusal parlamentolara gönderilmesini müteakip, Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesinin görüşünü1 göz önünde tutarak, Bölgeler Komitesinin görüşünü göz önünde tutarak,
Olağan yasama usulü uyarınca hareket ederek, Aşağıdaki gerekçelerle:
(1)Komisyon, 11 Aralık 2019 tarihli "Avrupa Yeşil Mutabakatı" ("Avrupa Yeşil Mutabakatı") başlıklı bilgilendirmesinde yeni bir büyüme stratejisi belirlemiştir. Söz konusu strateji, Birlik’in, en geç 2050'ye kadar net sera gazı emisyonlarının (giderimler düşüldükten sonraki emisyonlar, “sera gazı emisyonları”) sıfır olduğu ve ekonomik büyümenin kaynakların kullanımından ayrıldığı, modern, kaynakları verimli kullanan ve rekabetçi bir ekonomiye sahip, adil ve refah içinde bir topluma dönüştürülmesini hedeflemektedir. Avrupa Yeşil Mutabakatı; Birlik’in doğal sermayesinin korunması, muhafaza edilmesi ve artırılması ile vatandaşların sağlık ve refahının çevre ile ilgili risk ve etkilerden korunmasını amaçlar. Aynı zamanda, söz konusu dönüşüm kimseyi geride bırakmadan adil ve kapsayıcı olmalıdır. Komisyon ayrıca 12 Mayıs 2021 tarihli “Herkes İçin Sağlıklı Bir Gezegene Giden Yol, AB Eylem Planı: Hava, Su ve Toprak için Sıfır Kirliliğe Doğru” başlıklı bilgilendirmesinde, Avrupa Birliği'nin İşleyişi Hakkında Antlaşma'nın (ABİA) 191(2) maddesinde belirtilen “kirleten öder” ilkesinin daha iyi uygulanması ve böylece karbonsuzlaştırma ve sıfır kirlilik hedefi arasındaki sinerjiyi en üst düzeye çıkarmak amacıyla “bedel ödemeden kirletme” kavramının aşamalı olarak kaldırılmasının tamamlanması için ilgili araçların ve teşviklerin desteklendiğini duyurmuştur.
(2)Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (BMİDÇS) kapsamında 12 Aralık 2015 tarihinde kabul edilen Paris Anlaşması4 (“Paris Anlaşması”) 4 Kasım 2016 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Paris Anlaşması’nın Tarafları, küresel ortalama sıcaklıktaki artışını sanayileşme öncesi seviyelere kıyasla 2°C’nin oldukça altında tutma ve sıcaklık artışını sanayileşme öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlamaya yönelik çabalarını sürdürme konusunda mutabık kalmıştır. 13 Kasım 2021 tarihinde kabul edilen Glasgow İklim Paktı kapsamında, Paris Anlaşması Taraflar toplantısı niteliğindeki BMİDÇS Taraflar Konferansı, küresel ortalama sıcaklıktaki artışı sanayileşme öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlamanın, iklim değişikliğinin riskleri ve etkilerini önemli ölçüde azaltacağını kabul etmiş ve hedef açığını kapatmak için 2022'nin sonuna kadar 2030 hedeflerini güçlendirmeyi taahhüt etmiştir.
(3)İklim değişikliği ve çevreyle ilgili diğer zorluklarla mücadele ve Paris Anlaşması'nın hedeflerine ulaşılması, Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın merkezinde yer almaktadır. Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın değeri, COVID-19 küresel salgınının Birlik vatandaşlarının sağlığı ve ekonomik refahı üzerindeki çok ciddi etkileri ışığında daha da artmıştır.
(4)Birlik, Avrupa Birliği ve Üye Devletlerinin ulusal katkı beyanının güncellenmesine ilişkin olarak Avrupa Birliği ve Üye Devletleri adına BMİDÇS’ye yapılan bildirimde belirtildiği gibi, ekonomi genelindeki net sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar 1990 seviyelerine kıyasla en az %55 oranında azaltmayı taahhüt etmiştir.
?(6)Sanayileşme öncesi seviyelerin 1,5°C üzerindeki küresel sıcaklık artışlarının etkileri ve ilgili küresel sera gazı emisyon patikaları hakkındaki Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 2018 Özel Raporu, iklim değişikliğiyle mücadele için güçlü bir bilimsel temel oluşturmakta ve iklim eylemlerini hızlı bir şekilde artırma ihtiyacını ortaya koymaktadır. Söz konusu rapor, sera gazı emisyonlarının acilen azaltılması gerektiğini ve özellikle aşırı hava olaylarının ortaya çıkma olasılığını azaltmak için iklim değişikliğinin 1,5°C küresel sıcaklık artışı ile sınırlandırılması gerektiğini teyit etmektedir. Ayrıca, küresel ısınmanın sanayileşme öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlandırılmasıyla tutarlı olan azaltım yolları hızla devreye sokulmazsa, daha yüksek seviyelerdeki küresel ısınmanın etkilerinden kaçınmak için çok daha maliyetli ve karmaşık uyum tedbirlerinin alınması gerekecektir. Çalışma Grubu I'in IPCC'nin “Fizik Bilimi Temelinde İklim Değişikliği 2021” başlıklı Altıncı Değerlendirme Raporu’na yaptığı katkıda, iklim değişikliğinin hâlihazırda Dünya üzerindeki her bölgeyi etkilediği hatırlatılmakta ve önümüzdeki onlarca yıl iklim değişikliğinin tüm bölgelerde artacağı öngörülmektedir. Söz konusu raporda, sera gazı emisyonlarında acil, hızlı ve büyük ölçekli azaltımlar yapılmadığı takdirde, ısınmayı 1,5°C'ye yakın bir seviyede, hatta 2°C'de sınırlamanın mümkün olamayacağı vurgulanmaktadır.
(7)Birlik, iklim eylemi konusunda iddialı bir politika izlemektedir ve sera gazı emisyonlarının azaltımına yönelik 2030 hedefine ulaşmak için düzenleyici bir çerçeve oluşturmuştur. Bu hedefin uygulanmasına ilişkin mevzuat, diğerlerinin yanı sıra, Birlik içinde sera gazı emisyon tahsisatı ticareti için bir sistem ("AB ETS") tesis eden ve enerji yoğun sektörler ve alt sektörler için Birlik düzeyinde sera gazı emisyonlarının uyumlaştırılmış fiyatlandırmasını sağlayan 2003/87/AT sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Direktifi6, 2030’a kadar sera gazı emisyonlarının azaltımı için ulusal hedefler getiren (AB) 2018/842 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü7 ile Üye Devletlerin arazi kullanımından kaynaklanan sera gazı emisyonlarını atmosferdeki sera gazlarının giderilmesiyle telafi etmesini gerektiren (AB) 2018/841 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü’nden8 oluşmaktadır.
(8) Birlik, iç sera gazı emisyonlarını önemli ölçüde azaltmış olsa da, Birlik’e yapılan ithalata gömülü sera gazı emisyonları artmaktadır ve bu nedenle Birlik’in küresel sera gazı emisyonu ayak izini azaltma çabaları zarar görmektedir. Birlik’in, küresel iklim eyleminde öncü bir rol oynamaya devam etme sorumluluğu vardır.
(9)Birlik’in uluslararası ortaklarının önemli bir bölümü aynı iklim hedefi düzeyine ulaşmayan politika yaklaşımlarına sahip olduğu sürece, karbon kaçağı riski bulunmaktadır. Karbon kaçağı, iklim politikalarıyla ilgili maliyetler nedeniyle belirli sanayi sektörleri veya alt sektörlerindeki işletmelerin üretimlerini başka ülkelere aktarması veya söz konusu ülkelerden yapılan ithalatın, sera gazı emisyonları açısından daha az yoğun olan eşdeğer ürünlerin yerini alması halinde meydana gelmektedir. Bu tür durumlar toplam küresel emisyonlarda artışa neden olabilir ve dünyanın, küresel ortalama sıcaklıktaki artışı, sanayileşme öncesi seviyelere kıyasla 2°C’nin oldukça altında tutabilmesi ve sıcaklık artışını sanayileşme öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlamaya yönelik çabalarını sürdürebilmesi için acil bir şekilde ihtiyaç duyulan sera gazı emisyonları azaltımını tehlikeye atabilir. Birlik iklim hedefini artırdıkça, söz konusu karbon kaçağı riski Birlik emisyon azaltma politikalarının etkililiğine zarar verebilir.
(10)Sınırda karbon düzenleme mekanizması (“SKDM”) girişimi, “55’e Uygun” yasama paketinin bir parçasıdır. SKDM; Birlik’in artan iklim hedefinden kaynaklanan karbon kaçağı riskini ele alarak, Paris Anlaşması doğrultusunda en geç 2050’ye kadar iklim nötr bir Birlik hedefine ulaşmak için Birlik’in araç setinin temel bir unsuru olarak işlev görecektir. SKDM'nin üçüncü ülkelerde karbonsuzlaştırmanın teşvik edilmesine de katkıda bulunması beklenmektedir.
(11)Bu tür bir riskin mevcut olduğu sektörler veya alt sektörlerde karbon kaçağı riskini ele almaya yönelik mevcut mekanizmalar; AB ETS tahsisatlarının geçici olarak ücretsiz sağlanmasından ve elektrik fiyatlarına yansıtılan sera gazı emisyon maliyetlerinden kaynaklanan dolaylı emisyon maliyetlerini telafi etmeye yönelik mali tedbirlerden oluşmaktadır. Söz konusu mekanizmalar sırasıyla 2003/87/AT sayılı Direktif’in 10a(6) ve 10b maddelerinde belirtilmektedir. AB ETS tahsisatlarının en iyi performans gösterenler düzeyinde ücretsiz sağlanması, belirli endüstriyel sektörler için karbon kaçağı riskini ele almaya yönelik bir politika aracı olmuştur. Ancak tam açık artırma ile karşılaştırıldığında, bu tür bir ücretsiz tahsis, sistemin sağladığı fiyat sinyalini zayıflatmakta ve böylece sera gazı emisyonlarını daha da azaltmaya yönelik yatırım teşviklerini etkilemektedir.
(12)SKDM, karbon kaçağı riskini farklı bir şekilde ele alarak, yani ithal ve yerli ürünler için eşdeğer karbon fiyatlandırması sağlayarak, söz konusu mevcut mekanizmaların yerini almayı amaçlamaktadır. Mevcut ücretsiz tahsisat sisteminden SKDM’ye kademeli geçişi temin etmek için, SKDM kapsamındaki sektörlerdeki ücretsiz tahsisatlar aşamalı olarak kaldırılırken, SKDM aşamalı olarak devreye alınmalıdır. Ücretsiz olarak tahsis edilen AB ETS tahsisatlarının ve SKDM’nin birlikte ve geçici olarak uygulanması, hiçbir durumda Birlik mallarının Birlik gümrük bölgesine ithal edilen mallara kıyasla daha kayırmacı bir muameleye tabi tutulması ile sonuçlanmamalıdır.
(13)Karbon fiyatı artmaktadır ve şirketler, endüstriyel süreçlerin karbonsuzlaştırılmasına yönelik yatırım kararlarını vermek için uzun vadeli görünürlük, öngörülebilirlik ve hukuki belirliliğe ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle, karbon kaçağıyla mücadeleye yönelik hukuki çerçevenin güçlendirilmesi amacıyla, SKDM’nin kapsamının karbon kaçağı riski taşıyan ürünler, sektörler ve alt sektörlere kademeli olarak daha da genişletilmesi için net bir yol belirlenmelidir.
(14)SKDM’nin amacı karbon kaçağı riskini önlemek olmasına rağmen, bu Tüzük aynı zamanda üçüncü ülkelerdeki üreticileri daha az emisyon oluşması için sera gazlarını azaltmada daha verimli teknolojileri kullanmaya teşvik edecektir. Bu nedenle SKDM'nin, üçüncü ülkelerde sera gazı emisyonlarının azaltımını etkin bir şekilde desteklemesi beklenmektedir.
(15)Karbon kaçağını önleme ve sera gazı emisyonlarını azaltım aracı olarak SKDM; ithal edilen ürünlerin, AB ETS kapsamında karşılananlara eşdeğer karbon maliyetleri uygulayan bir düzenleyici sisteme tabi olmasını ve böylece ithal ve yerli ürünler için eşdeğer bir karbon fiyatı ortaya çıkmasını sağlamalıdır. SKDM, Dünya Ticaret Örgütü hukuku ile uyumluluğu temin ederken, küresel sera gazı emisyonlarının azaltımını desteklemesi ve karbon kaçağı riskini önlemesi gereken bir iklim tedbiridir.
(16)Bu Tüzük, üçüncü ülkelerden Birlik’in gümrük bölgesine ithal edilen mallara, üretimlerinin, AB ETS’nin üçüncü ülkelere veya bölgelere uygulanması yoluyla zaten AB ETS'ye veya AB ETS ile tamamen bağlantılı bir karbon fiyatlandırma sistemine tabi olduğu durumlar haricinde, uygulanmalıdır.
? Karbon nötr bir ekonomiye geçişin sürekli olarak ekonomik ve sosyal uyumla birlikte gerçekleşmesini temin etmek amacıyla, ABİA’nın 349. maddesinde atıfta bulunulan en dış bölgelerin ve ayrıca Birlik’in gümrük bölgesinin parçası olan ada Devletlerinin kendine has
özellikleri ve kısıtlamaları, bu Tüzük gelecekte revize edildiğinde, iç pazar ve ortak politikalar dâhil olmak üzere Birlik hukuk düzeninin bütünlüğüne ve tutarlılığına zarar vermeden dikkate alınmalıdır.
(18) Açık deniz tesislerinde karbon kaçağı riskini önlemek amacıyla bu Tüzük; yapay bir adaya, sabit veya yüzer bir yapıya ya da kıta sahanlığının veya bir Üye Devlet’in münhasır ekonomik bölgesinin Birlik’in gümrük bölgesine bitişik olması halinde, söz konusu kıta sahanlığı veya münhasır ekonomik bölgedeki diğer herhangi bir yapıya getirilen mallara veya bir dâhilde işleme usulüyle söz konusu mallardan elde edilen işlenmiş ürünlere uygulanmalıdır. SKDM’nin bu tür mallara uygulanmasına ilişkin ayrıntılı koşulları belirlemesi için Komisyona uygulama yetkileri verilmelidir.
(19) SKDM’ye tabi olması gereken sera gazı emisyonları, 2003/87/AT sayılı Direktif’in I. Eki kapsamındaki sera gazı emisyonlarına, yani karbon dioksit (“CO2”) ve ilgili olduğu durumlarda azot oksit ve perflorokarbonlara karşılık gelmelidir. SKDM, başlangıçta, tutarlılığı sağlamak için AB ETS'nin kapsamını yansıtacak şekilde, malların üretildiği andan bu malların Birlik’in gümrük bölgesine ithaline kadar söz konusu sera gazlarının doğrudan emisyonlarına uygulanmalıdır. SKDM ayrıca dolaylı emisyonlara da uygulanmalıdır. Söz konusu dolaylı emisyonlar, bu Tüzük’ün uygulandığı malların üretilmesinde kullanılan elektriğin üretiminden kaynaklanan emisyonlardır. Dolaylı emisyonların dâhil edilmesi, SKDM’nin çevresel etkililiğini ve iklim değişikliğiyle mücadeleye katkıda bulunma hedefini daha da artıracaktır. Ancak dolaylı emisyonlar, başlangıçta, Birlik içinde, elektrik fiyatlarına yansıtılan sera gazı emisyon maliyetlerinden kaynaklanan dolaylı emisyon maliyetlerini telafi eden mali tedbirlerin uygulandığı mallar için dikkate alınmamalıdır. Söz konusu mallar bu Tüzük’ün II. Ekinde tanımlanmıştır. 2003/87/AT sayılı Direktif’te AB ETS ile ilgili yapılacak revizyonlar ve özellikle dolaylı maliyetlerin telafi tedbirlerine yönelik revizyonlar, SKDM’nin uygulama kapsamı bakımından uygun şekilde yansıtılmalıdır. Geçiş döneminde, dolaylı emisyonların hesaplanmasına yönelik metodolojinin daha ayrıntılı olarak belirlenmesi amacıyla veri toplanmalıdır. Söz konusu metodoloji, bu Tüzük’ün I. Ekinde listelenen malların üretimi için kullanılan elektrik miktarının yanı sıra menşe ülkeyi, üretim kaynağını ve söz konusu elektrikle ilgili emisyon faktörlerini dikkate almalıdır. Karbon kaçağını en uygun şekilde önlemek ve SKDM’nin çevresel bütünlüğünü temin etmek için özel metodoloji daha ayrıntılı olarak belirlenmelidir.
(20) AB ETS ve SKDM, belirli tahsisatlar veya sertifikaların kullanımı yoluyla aynı sektörlere ve mallara gömülü sera gazı emisyonlarını fiyatlandırmaya yönelik ortak bir hedefi paylaşmaktadır. Her iki sistem de düzenleyici bir niteliğe sahiptir ve Birlik hukuku kapsamında (AB) 2021/1119 sayılı Tüzük’te belirtilen, Birlik’in net sera gazı emisyonlarını 2030’a kadar 1990 seviyelerine kıyasla en az %55 oranında azaltma ve en geç 2050’ye kadar ekonomi genelinde iklim nötrlüğüne ulaşma şeklindeki bağlayıcı çevresel hedefi doğrultusunda, sera gazı emisyonlarının azaltımı ihtiyacı ile gerekçelendirilmektedir.
(21) AB ETS, kapsamı dâhilindeki faaliyetlerden kaynaklanan sera gazı emisyonları için verilen toplam tahsisat sayısını (“üst sınır”) belirlerken ve tahsisat ticaretine izin verirken (“üst sınır ve ticaret sistemi”), SKDM ticaret akışlarının kısıtlanmaması için ithalat üzerinde niceliksel sınırlar tesis etmemelidir. Ayrıca, AB ETS, Birlik içindeki tesislere uygulanırken, SKDM, Birlik gümrük bölgesine ithal edilen belirli mallara uygulanmalıdır.
(22) SKDM sistemi, AB ETS ile karşılaştırıldığında, SKDM sertifikalarının fiyatının hesaplanması, SKDM sertifikalarının ticaretinin yapılabilmesi ve geçerlilik süreleri dâhil olmak üzere bazı spesifik özelliklere sahiptir. Bu özellikler, SKDM’nin zaman içinde karbon kaçağını önlemeye yönelik bir tedbir olarak etkililiğini koruma ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Söz konusu özellikler ayrıca, SKDM sisteminin yönetiminin hem operatörlere getirilen yükümlülükler hem de idari kaynaklar açısından aşırı derecede ağır olmamasını temin ederken, operatörler için AB ETS'dekine eşdeğer bir esneklik seviyesini de muhafaza eder. Bu tür bir dengenin sağlanması, ilgili küçük ve orta ölçekli işletmeler (KOBİ'ler) için özellikle önemlidir.
(23) SKDM’nin karbon kaçağını önleme tedbiri olarak etkililiğini koruması için AB ETS fiyatını yakından yansıtması gerekmektedir. AB ETS piyasasında piyasaya sürülen tahsisatların fiyatı açık artırmalarla belirlenirken, SKDM sertifikalarının fiyatı, söz konusu açık artırmaların fiyatını haftalık olarak hesaplanan ortalamalar yoluyla makul bir şekilde yansıtmalıdır. Bu tür haftalık ortalama fiyatlar, AB ETS'nin fiyat dalgalanmalarını yakından yansıtmakta ve AB ETS'nin fiyat değişikliklerinden faydalanmaları için ithalatçılara makul bir marj sağlamaktadır ve ayrıca sistemin idari makamlar açısından yönetilebilir kalmasını temin etmektedir.
(24) AB ETS kapsamında üst sınır, emisyon tahsisatlarının arzını belirlemektedir ve en üst seviyede sera gazı emisyonları hakkında kesinlik sağlamaktadır. Karbon fiyatı, söz konusu arz ile piyasadaki talep arasındaki dengeye göre belirlenmektedir. Bir fiyat teşvikinin olması için arzın yetersiz olması gerekmektedir. Bu Tüzük’ün amacı, ithalatçıların kullanabileceği SKDM sertifikalarının sayısına bir üst sınır getirmek değildir; ithalatçıların SKDM sertifikalarını aktarma ve ticaretini yapma imkânı olsaydı, söz konusu imkân, SKDM sertifikaları için fiyatın artık AB ETS'deki fiyat gelişimini yansıtmayacağı durumlara yol açabilirdi. Bu tür bir durum karbonsuzlaştırma teşvikini zayıflatabilir, karbon kaçağını destekleyebilir ve SKDM’nin kapsayıcı iklim hedefine zarar verebilirdi. Bu tür bir durum ayrıca, farklı ülkelerden operatörler için farklı fiyatlar ortaya çıkmasına neden olabilirdi. Bu nedenle, SKDM sertifikalarının ticaretinin yapılabilmesi ve bunların aktarılabilmesi üzerindeki sınırlamalar, SKDM’nin etkililiğine ve iklim hedefine zarar vermekten kaçınma ve farklı ülkelerden operatörlere tarafsız muamele yapılmasını sağlama ihtiyacıyla gerekçelendirilmektedir. Ancak, ithalatçıların maliyetlerini optimize etme imkânını korumak amacıyla, bu Tüzük, ilgili makamların ithalatçılardan belirli bir miktarda fazla sertifikayı geri satın alabilecekleri bir sistem öngörmelidir. Söz konusu miktar, bir yandan genel fiyat aktarım etkisini korurken, ithalatçılara sertifikanın geçerlilik süresi boyunca maliyetlerini kaldıraç olarak kullanabilmeleri için makul bir marj sağlayacak seviyede belirlenmeli ve SKDM’nin çevresel hedefinin muhafaza edilmesini temin etmelidir.
(25) SKDM’nin, tesislerden ziyade Birlik’in gümrük bölgesine yapılan mal ithalatına uygulanacağı dikkate alındığında, SKDM’de de bazı uyarlamalar ve basitleştirmelerin yapılması gerekecektir. Bu basitleştirmelerden biri, ithalatçıların belirli bir takvim yılında ithal edilen mallara gömülü toplam doğrulanmış sera gazı emisyonlarını rapor ettiği basit ve erişilebilir bir beyan sisteminin getirilmesi olmalıdır. Bu Tüzük ve 2003/87/AT sayılı Direktif kapsamında akredite doğrulayıcılar üzerindeki yükümlülüklerden kaynaklanabilecek herhangi bir potansiyel darboğazdan kaçınmak amacıyla, AB ETS'nin uyum döngüsüne kıyasla farklı bir zamanlama da uygulanmalıdır.
(26) Üye Devletler, bu Tüzük’ün ihlali halinde ceza uygulamalı ve söz konusu cezaların icrasını sağlamalıdırlar. Daha spesifik olarak, yetkilendirilmiş bir SKDM beyan sahibinin SKDM sertifikalarını teslim etmemesine ilişkin ceza tutarı, 2003/87/AT sayılı Direktif’in 16(3) ve (4) maddesi uyarınca öngörülen ceza miktarı ile aynı olmalıdır. Ancak, malların yetkilendirilmiş bir SKDM beyan sahibi dışındaki bir kişi tarafından bu Tüzük kapsamındaki yükümlülüklere uyulmaksızın Birlik’e sokulması durumunda, bu cezaların etkili, orantılı ve caydırıcı olması için, söz konusu kişinin SKDM sertifikalarını teslim etmek zorunda olmadığı gerçeği de dikkate alınarak, cezaların miktarı daha yüksek olmalıdır. Bu Tüzük kapsamındaki cezaların uygulanması, özellikle gümrük kurallarıyla ilgili olanlar olmak üzere diğer ilgili yükümlülüklerin ihlali nedeniyle Birlik hukuku veya ulusal hukuk kapsamında uygulanabilecek cezalara halel getirmez.
(27) AB ETS belirli üretim süreçlerine ve faaliyetlerine uygulanırken, SKDM ilgili mal ithalatını hedeflemelidir. Bu da ithal edilen malların (AET) 2658/87 sayılı Konsey Tüzüğü’nde9 belirtilen Kombine Nomanklatürde (“CN”) sınıflandırılması yoluyla açıkça tanımlanmasını ve gömülü emisyonlarla ilişkilendirilmesini gerektirmektedir.
(28) AB ETS sistemi, 2003/87/AT sayılı Direktif’in çevresel hedefiyle bağlantılı niceliksel ve niteliksel kriterlere dayandığı ve Birlik'te sera gazı emisyonlarına yönelik en kapsamlı düzenleyici sistem olduğu için SKDM kapsamındaki mallar veya işlenmiş ürünler, AB ETS kapsamındaki faaliyetleri yansıtmalıdır.
(29) SKDM'nin kapsamının AB ETS kapsamındaki faaliyetleri yansıtacak şekilde tanımlanması, ithal ürünlere, yerli menşeli benzer ürünlere uygulanandan daha az kayırmacı olmayan bir muamelenin uygulanmasının sağlanmasına da katkıda bulunacaktır.
(30) SKDM’nin nihai hedefi geniş ürün kapsamı olmasına rağmen, karbon kaçağı riskinin olduğu ve nispeten homojen malların bulunduğu sınırlı sayıda sektörle başlamak ihtiyatlı bir yaklaşım olacaktır. Karbon kaçağı riski altında olduğu düşünülen Birlik sektörleri, (AB) 2019/708 sayılı Yetki Devrine Dayanan Komisyon Kararı’nda10 listelenmiştir.
(31) Bu Tüzük’ün uygulanması gereken mallar, karşılık gelen AB ETS sektörlerindeki kümülatif sera gazı emisyonları ve karbon kaçağı riski açısından ilgililikleri dikkatli bir şekilde analiz edildikten sonra, ilgili operatörler üzerindeki karmaşıklık ve idari yük sınırlandırılarak seçilmelidir. Birlik’e ithal edilen emisyon yoğun ürünlere gömülü emisyonların, Birlik ürünlerine uygulanana eşdeğer bir karbon fiyatına tabi olmasını temin etmek ve karbon kaçağı riskini azaltmak amacıyla, seçimde özellikle, AB ETS kapsamındaki temel malzemeler ve temel ürünler dikkate alınmalıdır. Seçimi daraltmaya yönelik ilgili kriterler şöyle olmalıdır: ilk olarak, sektörlerin emisyonlar açısından ilgililiği, yani sektörün en büyük toplam sera gazı emisyonu salıcılarından biri olup olmadığı; ikincisi, 2003/87/AT sayılı Direktif uyarınca tanımlandığı şekliyle sektörün önemli ölçüde karbon kaçağı riskine maruziyeti ve üçüncüsü, karmaşıklık ve idari yükü sınırlandırırken sera gazı emisyonları açısından geniş ürün kapsamını dengeleme ihtiyacı.
(32) İlk kriterin kullanılması, kümülatif emisyonlar açısından aşağıdaki endüstriyel sektörlerin listelenmesini mümkün kılacaktır: demir ve çelik, rafineriler, çimento, alüminyum, organik temel kimyasallar, hidrojen ve gübre.
(33) Ancak, (AB) 2019/708 sayılı Yetki Devrine Dayanan Karar’da listelenen bazı sektörler, belirli özellikleri nedeniyle bu aşamada bu Tüzük’te ele alınmamalıdır.
(34) Özellikle organik kimyasallar, bu Tüzük’ün kabul edildiği tarihte bu tür ithal malların gömülü emisyonlarının net bir şekilde tanımlanmasına izin vermeyen teknik sınırlamalar nedeniyle, bu Tüzük kapsamına alınmamalıdır. Söz konusu mallar için, AB ETS kapsamındaki uygulanabilir ölçüt değer, münferit ithal mallara gömülü emisyonların net bir şekilde tahsis edilmesine izin vermeyen temel bir parametredir. Organik kimyasallara yönelik tahsisatın hedefe daha fazla yönelik olması için daha fazla veri ve analiz gerekmektedir.
(35) Benzer teknik kısıtlamalar, sera gazı emisyonlarını münferit çıktı ürünlerine net bir şekilde atfetmenin mümkün olmadığı rafineri ürünleri için de geçerlidir. Aynı zamanda, AB ETS'deki ilgili ölçüt değer, doğrudan benzin, dizel veya kerosen gibi belirli ürünlerle değil, tüm rafineri çıktılarıyla ilgilidir.
(36) Alüminyum ürünler, karbon kaçağına yüksek oranda maruz kaldıkları için SKDM’ye dâhil edilmelidir. Ayrıca, çeşitli endüstriyel uygulamalarda, alüminyum ürünler, çelik ürünlere çok benzer özellikleri nedeniyle çelik ürünlerle doğrudan rekabet halindedir.
(37) Bu Tüzük’ün kabul edildiği tarihte Birlik’e hidrojen ithalatı göreceli olarak düşüktür. Ancak, Birlik’in “55'e Uygun” paketi yenilenebilir hidrojen kullanımını teşvik ettiği için, bu durumun önümüzdeki yıllarda önemli ölçüde değişmesi beklenmektedir. Sanayinin bir bütün olarak karbonsuzlaştırılması için, yenilenebilir hidrojene olan talep artacak ve sonuç olarak bu da hidrojenin öncül olduğu aşağı akış ürünlerinde entegre olmayan üretim süreçlerine yol açacaktır. Hidrojenin SKDM kapsamına dâhil edilmesi, hidrojenin karbonsuzlaştırılmasını daha fazla teşvik etmek için uygun bir araçtır.
(38) Benzer şekilde bazı ürünler; üretim sürecinde ortaya çıkan gömülü emisyonları düşük seviyede olmasına rağmen, söz konusu ürünlerin hariç tutulması, ticaret modelini aşağı akış ürünlerine doğru değiştirerek çelik ürünlerin SKDM’ye dâhil edilmesini atlatma olasılığını artıracağı için, SKDM kapsamına alınmalıdır.
(39) Öte yandan bu Tüzük; başlangıçta, demir hurdası, bazı demir alaşımları ve bazı gübreler gibi üretimi önemli emisyonlara yol açmayan belirli ürünlere uygulanmamalıdır.
(40) Elektrik ithalatı, Birlik'teki toplam sera gazı emisyonlarının %30'undan sorumlu olduğu için bu Tüzük kapsamına dâhil edilmelidir. Birlik'in artan iklim hedefi, Birlik içindeki ve üçüncü ülkelerdeki elektrik üretimi arasında karbon maliyetlerindeki farkı açacaktır. Bu fark, Birlik’in elektrik şebekesinin komşu ülkelerin elektrik şebekesine bağlanmasında kaydedilen ilerlemeyle birleştiğinde, önemli bir kısmı kömürle çalışan elektrik santralleri tarafından üretilen elektriğin artan ithalatından kaynaklanan karbon kaçağı riskini artıracaktır.
(41) Yetkili ulusal idareler ve ithalatçılar açısından aşırı idari yükten kaçınılması amacıyla, bu Tüzük kapsamındaki yükümlülüklerin uygulanmaması gereken sınırlı durumların belirtilmesi uygundur. Bununla birlikte, söz konusu de minimis hüküm, bu Tüzük kapsamındaki yükümlülüklere ve dolandırıcılığın önlenmesi dâhil olmak üzere, özellikle gümrük mevzuatına uyumu temin etmek için gerekli olan Birlik hukuku veya ulusal hukuk kapsamındaki hükümlerin, devam eden uygulamasına halel getirmez.
(42) Bu Tüzük kapsamındaki malların ithalatçılarının, ithalat sırasında bu Tüzük kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekmediğinden, bu tür yükümlülüklerin daha sonraki bir aşamada yerine getirilmesinin sağlanması için özel idari tedbirler uygulanmalıdır. Bu nedenle, ithalatçılar ancak yetkili makamlarca yetkilendirildikten sonra bu Tüzük’e tabi olan malları ithal etmeye hak kazanmalıdır.
(43) Gümrük makamları, yetkilendirilmiş bir SKDM beyan sahibi dışında herhangi bir kişi tarafından mal ithalatına izin vermemelidir. (AB) 952/2013 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü'nün11 46 ve 48. maddeleri uyarınca gümrük makamları; yetkilendirilmiş SKDM beyan sahibi, sekiz haneli CN kodu, ithal edilen malların miktarı ve menşe ülkesi, beyan tarihi ve gümrük usulünün tanımlanması ile ilgili olanlar dâhil olmak üzere, mallara ilişkin kontroller gerçekleştirebilir. Komisyon, SKDM ile ilgili riskleri, (AB) 952/2013 Sayılı Tüzük’ün 50. maddesine göre ortak risk kriterleri ve standartlarının tesis edilmesine dâhil etmelidir.
(44) Geçiş dönemi boyunca gümrük makamları; bilgi toplanmasına ve uygun olduğunda yetkilendirilmiş SKDM beyan sahiplerinin statüsünün talep edilmesi ihtiyacına ilişkin farkındalığa katkıda bulunmak için gümrük beyan sahiplerini bilgi verme yükümlülüğü konusunda bilgilendirmelidir. Bu tür bilgiler, gümrük beyan sahiplerinin böyle bir yükümlülükten haberdar olmalarının sağlanması amacıyla gümrük makamları tarafından uygun bir şekilde iletilmelidir.
(45) SKDM; birden fazla ithalatçıyı temsil edebilen yetkili bir SKDM beyan sahibinin, Birlik’in gümrük bölgesine ithal edilen mallardaki gömülü emisyonlara ilişkin olarak yıllık bir beyanname sunacağı ve bu beyan edilen emisyonlara karşılık gelen sayıda SKDM sertifikasını teslim edeceği bir beyan sistemine dayanmalıdır. 2026 takvim yılına ilişkin ilk SKDM beyanı 31 Mayıs 2027 tarihine kadar sunulmalıdır.
(46) Yetkilendirilmiş bir SKDM beyan sahibinin, beyan edilen gömülü emisyonlar için hâlihazırda menşe ülkede fiilen ödenmiş olan karbon fiyatına karşılık gelen, teslim edilecek SKDM sertifikalarının sayısının indirilmesini talep etmesine izin verilmelidir.
(47) Beyan edilen gömülü emisyonlar, (AT) 765/2008 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü12 veya (AB) 2018/2067 sayılı Komisyon Uygulama Tüzüğü13 uyarınca atanmış bir ulusal akreditasyon kurumu tarafından akredite edilen bir kişi tarafından doğrulanmalıdır.
(48) SKDM, üçüncü ülkelerdeki üretim tesislerinin operatörlerinin SKDM siciline kayıt olmalarına ve malların üretiminden kaynaklanan doğrulanmış gömülü emisyonlarını
yetkilendirilmiş SKDM beyan sahiplerinin erişimine sunmalarına izin vermelidir. Bir operatör; SKDM sicilindeki isim, adres ve iletişim bilgilerinin kamuoyuna açıklanmamasını tercih edebilmelidir.
(49) SKDM sertifikaları, günlük açık artırmanın önemli bir özellik olarak yer aldığı AB ETS tahsisatlarından farklılık gösterecektir. SKDM sertifikaları için net bir fiyat belirlenmesi ihtiyacı, günlük fiyatlar yayımlandıktan sonra geçerliliğini yitirme riski taşıdığından, günlük yayımı operatörler açısından aşırı külfetli ve karmaşık hale getirecektir. Bu nedenle, SKDM fiyatlarının haftalık olarak yayımlanması ile piyasaya sürülen AB ETS tahsisatlarının fiyatlandırma eğilimi daha doğru bir şekilde yansıtılacak ve aynı iklim hedefi izlenecektir. Dolayısıyla, SKDM sertifikalarının fiyatının hesaplanması, günlük temele dayanan AB ETS tarafından belirlenen zaman çerçevesinden daha uzun bir zaman çerçevesine, bir başka deyişle haftalık temele dayanmalıdır. Komisyon, söz konusu ortalama fiyatın hesaplanması ve yayımlanmasıyla görevlendirilmelidir.
(50) Yetkilendirilmiş SKDM beyan sahiplerine bu Tüzük kapsamındaki yükümlülüklerine uyum konusunda esneklik sağlanması ve AB ETS tahsisatlarının fiyatındaki dalgalanmalardan yararlanmalarının mümkün kılınması amacıyla, SKDM sertifikaları, satın alındıkları tarihten itibaren sınırlı bir süre için geçerli olmalıdır. Yetkilendirilmiş SKDM beyan sahibinin fazladan satın alınan sertifikaların bir kısmını yeniden satmasına izin verilmelidir. Yetkilendirilmiş SKDM beyan sahibi, SKDM sertifikalarını teslim etmek için, her çeyreğin sonunda belirlenen eşik değerlere karşılık gelen, yıl boyunca gereken sertifika sayısını toplamalıdır.
(51) Bir ürün olarak elektriğin fiziksel özellikleri, diğer mallarla kıyaslandığında SKDM içinde nispeten farklı bir tasarımın haklılığını ortaya koymaktadır. Varsayılan değerler, net bir şekilde belirlenmiş şartlara göre kullanılmalı ve yetkilendirilmiş SKDM beyan sahipleri, bu Tüzük kapsamındaki yükümlülüklerinin gerçek emisyonlar temelinde hesaplanmasını talep edebilmelidir. Elektrik enerjisi ticareti, özellikle ara bağlantılı elektrik şebekeleri aracılığıyla, enerji borsaları ve belirli ticaret biçimleri kullanılarak yapıldığından, diğer malların ticaretinden farklılık göstermektedir. Piyasa birleştirme, Birlik genelinde tekliflerin toplanmasını sağlayan, yoğun şekilde düzenlenmiş bir elektrik enerjisi ticareti biçimidir.
(52) Hukuku dolanma riskinden kaçınmak ve elektrik ithalatı ve elektriğin mallarda kullanımından kaynaklanan gerçek CO2 emisyonlarının izlenebilirliğini iyileştirmek için, gerçek emisyonların hesaplanmasına yalnızca belirli sıkı koşullar altında izin verilmelidir. Özellikle, tahsis edilen ara bağlantı kapasitesinin kesin bir şekilde belirlendiğinin ve alıcı ile yenilenebilir elektriğin üreticisi arasında veya alıcı ile varsayılan değerden daha düşük emisyonlara sahip elektrik üreticisi arasında doğrudan sözleşmeye dayalı bir ilişki bulunduğunun kanıtlanması gerekli olmalıdır.
(53) Komisyon, karbon kaçağı riskini azaltmak amacıyla, hukukun dolanılması konusundaki uygulamaları ele almak üzere harekete geçmelidir. Komisyon, bu Tüzük’ün uygulandığı tüm sektörlerde hukuku dolanma riskini değerlendirmelidir.
(54) 2006/500/AT sayılı Konsey Kararı 14 ile akdedilen Enerji Topluluğunu Kuran Antlaşma’nın Akit Tarafları ile Derin ve Kapsamlı Serbest Ticaret Alanları dâhil olmak üzere Ortaklık Anlaşmalarının Tarafları, sonunda AB ETS'ye benzer veya eşdeğer karbon fiyatlandırma mekanizmalarının benimsenmesiyle veya AB ETS'ye katılımlarıyla sonuçlanması gereken karbonsuzlaştırma süreçlerine bağlıdır.
(55) Üçüncü ülkelerin Birlik elektrik piyasasına entegrasyonu, söz konusu ülkelerin yüksek oranda yenilenebilir enerji paylarına sahip enerji sistemlerine geçişlerini hızlandırmasında önemli bir faktördür. (AB) 2015/1222 sayılı Komisyon Tüzüğü’nde15 belirtildiği üzere, elektrik için piyasa birleştirme, üçüncü ülkelerin, yenilenebilir enerjilerden elde edilen elektriği elektrik piyasasına daha iyi entegre etmelerini, böyle bir elektriği, daha geniş Birlik piyasası ile arz ve talebi dengeleyerek, daha geniş bir alanda verimli bir şekilde değiş tokuş etmelerini ve elektrik üretimlerinin CO2 emisyon yoğunluğunu azaltmalarını sağlar. Üçüncü ülkelerin Birlik elektrik piyasasına entegrasyonu söz konusu ülkelerdeki ve komşu Üye Devletlerdeki elektrik arzının güvenliğine de katkıda bulunur.
(56) Üçüncü ülkelerin elektrik piyasalarının, piyasa birleştirme yoluyla Birlik’in elektrik piyasalarına yakından entegre edilmesinden sonra, SKDM’nin bu ülkelerden Birlik’in gümrük bölgesine ihraç edilen elektriğe uygulanmasını sağlayacak teknik çözümler bulunmalıdır. Teknik çözümler bulunamıyorsa, piyasaları Birlik’in piyasasıyla birleştirilen üçüncü ülkeler, belirli şartların yerine getirilmesi koşuluyla, yalnızca elektrik ihracatına ilişkin olarak 2030’a kadar SKDM’den süreli bir muafiyetten yararlanmalıdır. Bununla birlikte, söz konusu üçüncü ülkeler bir yol haritası oluşturarak AB ETS'ye eşdeğer bir fiyat öngören bir karbon fiyatlandırma mekanizması uygulamayı taahhüt etmeli ve çevre, iklim, rekabet ve enerji alanlarında Birlik mevzuatına uyum sağlanmasının yanı sıra en geç 2050’ye kadar karbon nötr olmayı taahhüt etmelidir. Söz konusu ülkenin taahhütlerini yerine getirmediği sonucuna varılması için gerekçelerin bulunması veya bu ülkenin 2030’a kadar AB ETS'ye eşdeğer bir emisyon ticaret sistemini kabul etmemesi halinde, bu türden bir muafiyet, her zaman geri çekilmelidir.
(57) Geçici hükümler sınırlı bir süre uygulanmalıdır. Bu amaç doğrultusunda SKDM, ticarette yıkıcı etkiler oluşturma riskini azaltarak, sorunsuz bir şekilde kullanıma sunulmasının kolaylaştırılması amacıyla mali bir ayarlama olmaksızın uygulanmalıdır. İthalatçılar, doğrudan ve dolaylı emisyonlar ile yurt dışında fiilen ödenen herhangi bir karbon fiyatını belirterek takvim yılının bir önceki çeyreğinde ithal edilen mallardaki gömülü emisyonları üç ayda bir raporlamalıdır. 2025’in son çeyreğine ilişkin sunulacak rapor olan son SKDM raporu, 31 Ocak 2026 tarihine kadar sunulmalıdır.
(58) Komisyon, SKDM’nin düzgün bir şekilde işleyişini kolaylaştırmak ve temin etmek için, yetkili makamların bu Tüzük kapsamındaki işlev ve görevlerini yerine getirmesini desteklemelidir. Komisyon; koordinasyon sağlamalı, kılavuz ilkeler yayımlamalı ve en iyi uygulamaların değişimini desteklemelidir.
(59) Komisyon, bu Tüzük’ün maliyet etkin bir şekilde uygulanması için, üçüncü ülkelerdeki yetkilendirilmiş SKDM beyan sahipleri, operatörleri ve tesisleri hakkında veriler içeren SKDM sicilini yönetmelidir.
(60) SKDM sertifikalarının satışı ve geri satın alımı için ortak bir merkezi platform tesis edilmelidir. Komisyon, işlemlerin ortak merkezi platform üzerinden denetlenmesi amacıyla, yetkili makamlar ve bu makamlar ile Komisyon arasındaki bilgi alışverişini ve iş birliğini kolaylaştırmalıdır. Ayrıca, ortak merkezi platform ile SKDM sicili arasında hızlı bir bilgi akışı sağlanmalıdır.
(61) Komisyon, bu Tüzük’ün etkili bir şekilde uygulanmasına katkıda bulunmak için, risk bazlı kontroller yürütmeli ve bu doğrultuda SKDM beyanlarının içeriğini gözden geçirmelidir.
(62) Komisyon, bu Tüzük’ün daha yeknesak bir şekilde uygulanmasını sağlamak için SKDM beyanlarına ilişkin yaptığı gözden geçirmeler temelinde, teslim edilecek SKDM sertifikaları ile ilgili hesaplamalarını, bir ön katkı olarak, yetkili makamların erişimine sunmalıdır. Söz konusu ön girdiler, sadece gösterge amacıyla sunulmalı ve yetkili makam tarafından yapılacak kesin hesaplamaya halel getirmemelidir. Özellikle, Komisyonun böyle bir ön katkısına karşı herhangi bir başvuru hakkı veya başka bir düzeltici tedbir mümkün olmamalıdır.
(63) Üye Devletler ayrıca, uygulama amacıyla münferit SKDM beyanlarını gözden geçirebilmelidirler. Münferit SKDM beyanlarının gözden geçirilmesinin sonuçları Komisyon ile paylaşılmalıdır. Söz konusu sonuçlar ayrıca SKDM sicili aracılığıyla diğer yetkili makamların erişimine sunulmalıdır.
(64) Üye Devletler, bu Tüzük’ün uygulanmasından doğan gelirleri doğru bir şekilde tesis ve tahsil etme sorumluluğuna sahip olmalıdırlar.
(65) Komisyon bu Tüzük’ün uygulanmasını düzenli olarak değerlendirerek Avrupa Parlamentosu ve Konseye rapor vermelidir. Söz konusu raporlar özellikle en geç 2050’ye kadar iklim nötr bir Birlik hedefine ulaşılmasına yönelik iklim eylemlerinin geliştirilebilmesine odaklanmalıdır. Komisyon, bu raporlamanın bir parçası olarak, bu Tüzük’ün kapsamının mümkün olan en kısa sürede II. Ekte listelenen mallardaki gömülü dolaylı emisyonlara ve ayrıca aşağı akış ürünleri gibi karbon kaçağı riski olabilecek diğer mal ve hizmetleri içerecek şekilde daha fazla genişletilmesi ve 2013/179/AB sayılı Komisyon Tavsiyesi’nde16 belirtildiği üzere, çevresel ayak izi yöntemlerine dayalı gömülü emisyonların hesaplanmasına yönelik yöntemler geliştirilmesi amacıyla gerekli bilgileri toplamalıdır. Bu raporlar ayrıca, ABİA’nın 349. maddesinde atıfta bulunulan en dış bölgelerin ve Birlik’in gümrük bölgesinin parçası olan ada Devletlerinin belirli özelliklerini ve kısıtlamalarını da dikkate almak suretiyle, ihracatla ilgili olanlar dâhil olmak üzere SKDM’nin karbon kaçağı üzerindeki etkisi ile SKDM’nin Birlik genelindeki ekonomik, sosyal ve bölgesel etkisinin bir değerlendirmesini içermelidir.
(66) Komisyon, operatörlerin bu Tüzük kapsamındaki yükümlülüklerden kaçınmak için mallarında temel özellikleri değiştirmeksizin küçük çaplı değişiklikler yapabilecekleri veya sevkiyatları yapay olarak bölebilecekleri durumlar dâhil olmak üzere, bu Tüzük’ün dolanılması yönündeki uygulamaları izlemeli ve ele almalıdır. Malların, bu Tüzük kapsamındaki yükümlülüklerden kaçınmak amacıyla, Birlik piyasasına ithal edilmeden önce üçüncü bir ülke veya bölgeye gönderileceği veya üçüncü ülkelerdeki operatörlerin daha az sera gazı emisyonu yoğun ürünlerini Birlik’e ihraç edip daha fazla sera gazı emisyonu yoğun ürünlerini diğer piyasalar için elinde tutacağı durumlar veya ihracatçı veya üreticilerin bu Tüzük kapsamındaki yükümlülüklerden kaçınmak amacıyla satış ve üretim kalıplarını ve kanallarını yeniden düzenlemeleri veya diğer her türlü ikili üretim ve ikili satış uygulamaları da izlenmelidir.
(67) Bu Tüzük’te belirtilen ilkeler tam olarak gözetilerek, bu Tüzük’ün kapsamının genişletilmesine yönelik çalışmalar, 2030’a kadar 2003/87/AT sayılı Direktif kapsamındaki tüm sektörlerin dâhil edilmesi amacını taşımalıdır. Bu nedenle Komisyon, bu Tüzük’ün uygulanmasını gözden geçirirken ve değerlendirirken, bu zaman çizelgesine atıfta bulunmaya devam etmeli ve karbon kaçağına en fazla maruz kalan ve en karbon yoğun olan mallarda ve ayrıca bu Tüzük kapsamındaki mallardan en az birinin önemli bir bölümünü içeren aşağı akış ürünlerde gömülü sera gazı emisyonlarının bu Tüzük kapsamına alınmasına öncelik vermelidir. Komisyonun, bu Tüzük’ün kapsamının 2030’a kadar bu yönde genişletilmesine yönelik bir yasama önerisi sunmaması halinde, Komisyon, Avrupa Parlamentosunu ve Konseyi nedenleri konusunda bilgilendirmeli ve 2003/87/AT sayılı Direktif’in kapsamında yer alan tüm sektörleri mümkün olan en kısa sürede dâhil etme hedefine ulaşılması için gerekli adımları atmalıdır.
(68) Komisyon ayrıca bu Tüzük’ün uygulanmasına ilişkin bir raporu, geçiş döneminin bitiminden iki yıl sonra ve sonrasında her iki yılda bir Avrupa Parlamentosu ve Konseye sunmalıdır. Raporların sunulma zamanlaması, 2003/87/AT sayılı Direktif’in 10(5) maddesi uyarınca karbon piyasasının işleyişi hakkındaki zaman çizelgelerini izlemelidir. Raporlar, SKDM’nin etkilerinin bir değerlendirmesini içermelidir.
(69) SKDM’ye tabi bir veya daha fazla üçüncü ülkenin ekonomik ve endüstriyel altyapısı üzerinde yıkıcı sonuçlar doğuran öngörülemeyen, istisnai ve sebepsiz durumlara hızlı ve etkili bir şekilde müdahale edilebilmesi için, Komisyon, Avrupa Parlamentosu ve Konseye, uygun olduğu şekilde, bu Tüzük’ü değiştiren bir yasama önerisi sunmalıdır. Böyle bir yasama önerisinde, bir taraftan bu Tüzük’ün hedefleri korunurken, üçüncü ülke veya ülkelerin içinde bulunduğu koşullar ışığında en uygun tedbirler belirlenmelidir. Söz konusu tedbirlerde süre sınırlaması olmalıdır.
(70) Üçüncü ülkelerle diyalog devam etmeli ve özellikle geçiş döneminde olmak üzere, SKDM’nin uygulanması sırasında ayrıntıları üzerinde yapılacak belirli seçimlerle ilgili bilgi sağlayabilecek iş birliği ve çözümlere alan tanınmalıdır.
(71) Komisyon, SKDM’nin belirli unsurlarının uygulanması konusunda diyalog ve iş birliği imkânının araştırılması için, Birlik’e ticareti bu Tüzük’ten etkilenen üçüncü ülkelerle tarafsız bir şekilde ve Birlik’in uluslararası yükümlülüklerine uygun olarak ilişki kurmaya çalışmalıdır. Komisyon, üçüncü ülkelerin karbon fiyatlandırma mekanizmasını dikkate alan anlaşmalar akdedilmesi imkânını da araştırmalıdır. Birlik, bu amaçlar doğrultusunda, gelişmekte olan ülkelere ve Birleşmiş Milletler tarafından belirlenen en az gelişmiş ülkelere (EAGÜ) teknik destek sağlamalıdır.
(72) SKDM’nin tesis edilmesi, üçüncü ülkelerle ikili, çok taraflı ve uluslararası iş birliğinin geliştirilmesini gerektirir. Söz konusu amaç doğrultusunda, tüm ülkelerde iddialı iklim politikalarının uygulanmasını teşvik etmek ve küresel bir karbon fiyatlandırma çerçevesinin önünü açmak için, karbon fiyatlandırma araçları veya başka karşılaştırılabilir araçları bulunan bir ülkeler forumu (“İklim Kulübü”) kurulmalıdır. İklim Kulübü; açık ve gönüllü olmalı, münhasır olmamalı ve özellikle Paris Anlaşması ile uyumlu olarak yüksek iklim hedefini amaçlamaya yönelik olmalıdır. İklim Kulübü, çok taraflı bir uluslararası örgütün himayesi altında faaliyet gösterebilir ve emisyon azaltımı üzerindeki etkisi ile ilgili tedbirlerin karşılaştırılmasını ve uygun olduğunda, koordinasyonunu kolaylaştırmalıdır. İklim Kulübü ayrıca, üyeleri arasında iklim izleme, raporlama ve doğrulamanın kalitesini temin ederek ve Birlik ve ticari ortakları arasında katılım ve şeffaflığa yönelik araçlar sağlayarak, ilgili iklim tedbirlerinin karşılaştırılabilirliğini desteklemelidir.
(73) Üçüncü ülkelerde Paris Anlaşması'nın hedeflerine ulaşılmasını daha fazla desteklemek amacıyla, Birlik’in, Birlik bütçesi aracılığıyla, EAGÜ’lerde üretim endüstrilerinin karbonsuzlaştırılması ve dönüştürülmesine yönelik çabalar dâhil olmak üzere, iklimin etkisinin hafifletilmesi ve iklime uyuma yönelik mali destek sağlamaya devam etmesi arzu edilmektedir. Söz konusu Birlik desteği, ilgili sektörlerin bu Tüzük’ten kaynaklanan yeni düzenleyici gerekliliklere uyumunun kolaylaştırılmasına da katkıda bulunmalıdır.
(74) SKDM, daha temiz üretimi teşvik etmeyi amaçladığından, Birlik, Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın dış boyutunun bir parçası olarak ve Paris Anlaşması doğrultusunda, üretim endüstrilerinin karbonsuzlaştırılması için düşük ve orta gelirli üçüncü ülkelerle birlikte çalışmaya ve onları desteklemeye kararlıdır. Birlik, düşük ve orta gelirli üçüncü ülkelerin bu Tüzük kapsamındaki yükümlülüklere uyum sağlamalarına katkıda bulunmak için, EAGÜ’ler başta olmak üzere, bu ülkeleri Birlik bütçesi aracılığıyla desteklemeye devam etmelidir. Birlik ayrıca, çok yıllı mali çerçeve ve Birlik tarafından uluslararası iklim finansmanına sağlanan mali destek kapsamında, söz konusu ülkelerde üretim endüstrilerinin karbonsuzlaştırılması ve dönüştürülmesine yönelik çabaları dâhil olmak üzere, iklimin etkisinin hafifletilmesi ve iklime uyumu desteklemeye devam etmelidir. Birlik, SKDM sertifikalarının satışından elde edilen gelirlere göre yeni bir öz kaynak oluşturmak için çalışmaktadır.
(75) Bu Tüzük, (AB) 2016/679 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü 17 ile 2018/1725/AT Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzüğü’ne18 halel getirmez.
(76) Verimlilik sağlanması açısından, (AT) 515/97 sayılı Konsey Tüzüğü 19 , gerekli değişikliklerle, bu Tüzük’e uygulanmalıdır.
(77) Bu Tüzük’ün asli olmayan bazı unsurlarına ilavede bulunulması veya bu unsurlarda değişiklik yapılması amacıyla, ABİA’nın 290. maddesi uyarınca tasarruf kabul etme yetkisi aşağıdaki hususlarda Komisyona devredilmelidir:
? bu Tüzük’ün, III. Ekin 2. paragrafındaki listeden çıkarılmış üçüncü ülkeler veya bölgelere elektrikle ilgili hususlarda uygulanmasını temin etmek için, söz konusu ülkeler veya bölgelere yönelik gereklilikler ve usulleri belirleyerek bu Tüzük’e ilavede bulunmak;
? gelecekteki olası anlaşmalar durumunda AB ETS'ye tamamen entegre olan veya AB ETS ile ilişkilendirilen üçüncü ülkeler veya bölgelerin SKDM’den çıkarılması için III. Ekin 1 veya 2. paragrafında yer alan listeye eklenmeleri veya üçüncü ülkeler ve bölgelerin Birlik’e ihraç edilen mallar için fiilen AB ETS fiyatını uygulamadıkları durumlarda, söz konusu üçüncü ülkelerin ve bölgelerin SKDM’ye tabi tutulması ve böylece bunların bu listeden çıkarılması suretiyle, III. Ekin 1 veya 2. paragrafında listelenen üçüncü ülkeler ve bölgeler listesinde değişiklik yapmak;
? doğrulayıcılara akreditasyon verilmesi, akredite doğrulayıcıların kontrolü ve gözetimi, akreditasyonun geri alınması ve akreditasyon kurumlarının karşılıklı tanınması ve akran değerlendirmesi için koşulları belirterek bu Tüzük’e ilavede bulunmak;
? SKDM sertifikalarının satışı ve geri satın alımına ilişkin zamanlama, idare ve diğer hususları daha ayrıntılı tanımlayarak bu Tüzük’e ilavede bulunmak ve
? belirli durumlarda, hukukun dolanılması yönündeki uygulamaları ele alan tedbirleri güçlendirmek amacıyla küçük çapta değiştirilen malları ekleyerek I. Ekteki mallar listesinde değişiklik yapmak.
Komisyonun, hazırlık çalışmaları sırasında, uzman düzeyi de dâhil olmak üzere, uygun istişarelerde bulunması ve söz konusu istişarelerin Yasama Süreçlerinin İyileştirilmesi hakkında 13 Nisan 2016 tarihli Kurumlar Arası Anlaşma’da 20 belirtilen ilkeler uyarınca yürütülmesi özellikle önemlidir. Özellikle, yetki devrine dayanan tasarrufların hazırlanmasına eşit katılımı temin etmek için, Avrupa Parlamentosu ve Konsey, tüm belgeleri Üye Devletlerin uzmanlarıyla aynı anda alır ve uzmanlar, sistematik olarak, yetki devrine dayanan tasarrufların hazırlanmasıyla ilgilenen Komisyon uzman gruplarının toplantılarına erişim sağlar.
(78) Bu tür istişareler şeffaf bir şekilde yürütülmelidir ve sendikalar, sivil toplum kuruluşları ve çevre örgütleri gibi sosyal ortaklar ile yetkili organlar, endüstri (KOBİ'ler dâhil)gibi paydaşlarla önceden istişareleri içerebilir.
(79) Bu Tüzük’ün uygulanması bakımından yeknesak koşulların temin edilmesi amacıyla, uygulama yetkileri Komisyona verilmelidir. Bu yetkiler, (AB) 182/2011 sayılı Avrupa Parlamentosu ve Konsey Tüzük'ü21uyarınca kullanılmalıdır.
(80) Birlik’in mali çıkarları, harcama döngüsü boyunca, usulsüzlüklerin önlenmesi, tespiti ve soruşturulması, kaybedilen, sehven ödenen veya doğru olmayan bir şekilde kullanılan fonların geri alınması ve uygun olduğu durumlarda idari ve mali cezalar dâhil olmak üzere, orantılı tedbirlerle korunmalıdır. Bu nedenle SKDM, gelir kayıplarının önlenmesi için uygun ve etkili mekanizmalara dayanmalıdır.
(81) Bu Direktif'in karbon kaçağı riskinin önlenmesi ve böylece küresel karbon emisyonlarının azaltılması hedeflerine Üye Devletler tarafından yeterince ulaşılamayacağı, ancak ölçeği ve etkileri nedeniyle, Birlik seviyesinde daha iyi bir şekilde ulaşılabileceğinden Birlik, Avrupa Birliği Antlaşması'nın (ABA) 5. maddesinde belirtilen katmanlı yetki ilkesi uyarınca tedbirler alabilir. Söz konusu maddede belirtilen orantılılık ilkesi uyarınca, bu Tüzük belirtilen amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli olanı aşmaz.
(82) Bu Tüzük kapsamındaki yetki devrine dayanan tasarruflar ile uygulama tasarruflarının zamanında kabul edilebilmesi için bu Tüzük, Avrupa Birliği Resmî Gazetesi'nde yayımlanma tarihini takip eden gün yürürlüğe girer,
?
BÖLÜM I
KONU, KAPSAM VE TANIMLAR
Madde 1
Konu
1. Bu Tüzük, karbon kaçağı riskinin önlenmesi ve böylece küresel karbon emisyonlarının azaltılarak Paris Anlaşması'nın hedeflerinin desteklenmesi amacıyla üçüncü ülkelerdeki operatörler tarafından emisyonların azaltılması için teşvikler de oluşturulması suretiyle, Birlik gümrük bölgesine ithalatlarında I. Ekte listelenen mallardaki gömülü sera gazı emisyonlarını ele almak üzere bir sınırda karbon düzenleme mekanizması (“SKDM”) tesis eder.
2. SKDM, bu Tüzük'ün 2. maddesinde atıfta bulunulan malların Birlik’in gümrük bölgesine ithalatında eşdeğer bir dizi kural uygulayarak 2003/87/AT sayılı Direktif kapsamında oluşturulan Birlik içinde sera gazı emisyonu tahsisatı ticaretine yönelik sistemi (“AB ETS”) tamamlar.
3. SKDM, 2003/87/AT sayılı Direktif’in 10a maddesi uyarınca AB ETS tahsisatlarının ücretsiz olarak ne ölçüde tahsis edildiğini göstererek, karbon kaçağı riskini önlemek amacıyla söz konusu Direktif kapsamında tesis edilen mekanizmaların yerine geçmek üzere hazırlanmıştır.
Madde 2
Kapsam
1. Bu Tüzük, I. Ekte listelenen üçüncü ülke menşeli mallara, söz konusu mallar veya (AB) 952/2013 sayılı Tüzük’ün 256. maddesinde atıfta bulunulan dâhilde işleme usulü ile söz konusu mallardan elde edilen işlenmiş ürünler Birlik’in gümrük bölgesine ithal edildiğinde, uygulanır.
2. Bu Tüzük, I. Ekte listelenen üçüncü ülke menşeli mallara, söz konusu mallar veya (AB) 952/2013 sayılı Tüzük’ün 256. maddesinde atıfta bulunulan dâhilde işleme usulü söz konusu mallardan ile elde edilen işlenmiş ürünler yapay bir adaya, sabit veya yüzer bir yapıya veya Birlik’in gümrük bölgesine bitişik olan Üye Devlet’in kıta sahanlığındaki veya münhasır ekonomik bölgesindeki herhangi bir yapıya getirildiğinde, uygulanır.
Komisyon; özellikle, Birlik gümrük bölgesine yapılacak ithalata ve serbest dolaşıma giriş kavramlarına eşdeğer nitelikteki kavramlarla ilgili olarak ve bu tür mallar hakkında SKDM beyanı verilmesine yönelik usuller ve gümrük makamlarınca yapılacak kontrollerle ilgili olarak, SKDM’nin bu tür mallara uygulanması için ayrıntılı koşulları belirleyen uygulama tasarruflarını kabul eder. Söz konusu uygulama tasarrufları, bu Tüzük’ün 29(2) maddesinde atıfta bulunulan inceleme usulü uyarınca kabul edilir.
3. 1 ve 2. paragraflara istisna olarak, bu Tüzük aşağıdakilere uygulanmaz:
(a) bu tür malların gerçek değerinin, sevkiyat başına, (AT) 1186/2009 sayılı Konsey Tüzüğü’nün22 23. maddesinde atıfta bulunulan ihmal edilebilir değerdeki mallar için belirlenen değeri aşmaması şartıyla, Birlik’in gümrük bölgesine ithal edilen ve bu Tüzük’ün I. Ekinde listelenen mallar;
(b) bu tür malların gerçek değerinin, sevkiyat başına, (AT) 1186/2009 sayılı Konsey Tüzüğü’nün 23. maddesinde atıfta bulunulan ihmal edilebilir değerdeki mallar için belirlenen değeri aşmaması şartıyla, üçüncü bir ülkeden gelen yolcuların kişisel bagajlarında bulunan mallar;
(c) (AB) 2015/2446 sayılı Yetki Devrine Dayanan Komisyon Tüzüğü’nün23 1. maddesinin (49) bendi uyarınca askeri faaliyetler kapsamında taşınacak veya kullanılacak mallar.
4. 1 ve 2. paragraflara istisna olarak bu Tüzük, III. Ekin 1. paragrafında listelenen üçüncü ülkeler ve bölgeler menşeli mallara uygulanmaz.
5. İthal edilen mallar, (AB) 952/2013 sayılı Tüzük'ün 59. maddesinde atıfta bulunulan tercihli olmayan menşe kuralları uyarınca üçüncü ülke menşeli olarak kabul edilir.
6. Üçüncü ülkeler ve bölgeler, aşağıdaki koşulların tümünü yerine getirmeleri halinde, III. Ekin
1. paragrafında listelenir:
(a) AB ETS söz konusu üçüncü ülkeye veya bölgeye uygulanır ya da söz konusu üçüncü ülke veya bölge ve Birlik arasında, AB ETS ile söz konusu üçüncü ülke veya bölgenin emisyon ticaret sistemini tamamen birbirine bağlayan bir anlaşma imzalanmıştır;
(b) Malların menşe ülkesinde ödenen karbon fiyatı, AB ETS uyarınca uygulananların dışında herhangi bir indirim yapılmaksızın, söz konusu mallarda gömülü sera gazı emisyonları üzerinden fiilen ücretlendirilir.
7. Üçüncü bir ülke veya bölgede, piyasa birleştirme yoluyla Birlik iç elektrik piyasasına entegre olmuş bir elektrik piyasası varsa ve SKDM’nin söz konusu üçüncü ülke veya bölgeden Birlik’in gümrük bölgesine yapılacak elektrik ithalatına uygulanmasına yönelik teknik bir çözüm yoksa, Komisyonun aşağıdaki koşulların tümünün 8. paragraf uyarınca yerine getirildiğini değerlendirmesi şartıyla, söz konusu ülke veya bölgeden yapılacak bu tür elektrik ithalatı SKDM uygulamasından muaftır:
(a) üçüncü ülke veya bölge, Birlik ile elektrik alanında, yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesine ilişkin mevzuat dâhil olmak üzere, Birlik hukuku ile enerji, çevre ve rekabet alanındaki diğer kuralları uygulama yükümlülüğünü getiren bir anlaşma akdetmiştir;
(b) söz konusu üçüncü ülke veya bölgenin iç hukukunda, yenilenebilir enerji kaynaklarının geliştirilmesi ve elektrik piyasalarının piyasa birleştirmesi hakkındakiler dâhil olmak üzere, Birlik elektrik piyasası mevzuatının temel hükümleri uygulanır;
(c) üçüncü ülke veya bölge, (d) ve (e) bentlerinde belirtilen koşulların uygulanmasına yönelik tedbirlerin kabulüne yönelik bir zaman çizelgesi içeren yol haritasını Komisyona sunmuştur;
(d) üçüncü ülke veya bölge, 2050’ye kadar iklim nötr olmayı taahhüt etmiştir ve uygun olduğunda, söz konusu hedefle uyumlu, yüzyıl ortasına yönelik, uzun vadeli düşük sera gazı emisyonları geliştirme stratejisini resmi olarak ve uygun bir şekilde formüle etmiş ve Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ne (BMİDÇS) iletmiştir ve söz konusu taahhüdü iç mevzuatında yerine getirmiştir;
(e) üçüncü ülke veya bölge, (c) bendinde atıfta bulunulan yol haritasını uygularken, belirlenen son tarihlere uyduğunu ve özellikle elektrik üretimi söz konusu olduğunda Birlik ile eşdeğer seviyede karbon fiyatlandırması dâhil olmak üzere, söz konusu yol haritası temelinde iklim eylemi alanında, iç hukukun Birlik hukuku ile uyumlaştırılması yönünde önemli ilerleme kaydettiğini göstermiştir; AB ETS'ye eşdeğer fiyatlı bir elektrik emisyon ticaret sisteminin uygulanması 1 Ocak 2030 tarihine kadar tamamlanacaktır;
(f) üçüncü ülke veya bölge, (a) ila (e) bentlerinde belirtilen koşulları karşılamayan diğer üçüncü ülke veya bölgelerden Birlik’e dolaylı elektrik ithalatını önlemek için etkili bir sistem uygulamaya koymuştur.
8. 7. paragrafta belirtilen tüm koşulları yerine getiren bir üçüncü ülke veya bölge, III. Ekin 2. paragrafında listelenir ve ilki 1 Temmuz 2025 tarihine ve ikincisi 31 Aralık 2027 tarihine kadar olmak üzere, söz konusu koşulların yerine getirildiğine dair iki rapor sunar. Komisyon, 31 Aralık 2025 ve 1 Temmuz 2028 tarihlerine kadar, özellikle 7. paragrafın (c) bendinde atıfta bulunulan yol haritasını ve üçüncü ülke veya bölgeden alınan raporları temel alarak, söz konusu üçüncü ülke veya bölgenin 7. paragrafta belirtilen koşulları yerine getirmeye devam edip etmediğini değerlendirir.
9. III. Ekin 2. paragrafında listelenen bir üçüncü ülke veya bölge, aşağıdaki koşullardan bir veya daha fazlasının geçerli olması halinde, söz konusu listeden çıkarılır:
(a) Komisyonun; söz konusu üçüncü ülke veya bölgenin 7. paragrafta belirtilen koşullardan birine uyum sağlamak üzere yeterli ilerleme göstermediğini veya söz konusu üçüncü ülke veya bölgenin, Birlik iklim ve çevre mevzuatında belirtilen hedeflerle uyumsuz bir eylemde bulunduğunu değerlendirmek için gerekçeleri vardır;
(b) söz konusu üçüncü ülke veya bölge, kilovat saat elektrik başına 550 gramdan fazla fosil yakıt kaynaklı karbondioksit (“CO2”) salan yeni üretim kapasitesinin tesis edilmesi için kamu desteği sağlamak gibi, karbonsuzlaştırma hedeflerine aykırı adımlar atmıştır;
(c) Komisyonun, Birlik’e artan elektrik ihracatının bir sonucu olarak, söz konusu üçüncü ülke veya bölgede üretilen elektriğin kilovat saat başına emisyonlarının 1 Ocak 2026 tarihine kıyasla en az %5 arttığına dair kanıtı vardır.
10. Komisyon, bu Tüzük’ün elektrikle ilgili olarak III. Ekin 2. paragrafındaki listeden çıkarılan üçüncü ülkeler veya bölgelere uygulanmasını temin etmek için, söz konusu ülkeler veya bölgelere yönelik gereklilikler ve usulleri belirlemek suretiyle bu Tüzük’e ilavede bulunmak amacıyla 28. madde uyarınca yetki devrine dayanan tasarrufları kabul etme yetkisine sahiptir. Söz konusu durumlarda piyasa birleştirme, bu Tüzük’ün uygulanmasıyla bağdaşmazsa, Komisyon, söz konusu üçüncü ülkeler veya bölgeleri Birlik piyasa birleştirmesinden hariç tutmaya karar verebilir ve SKDM’nin uygulanabilmesi için Birlik ile söz konusu üçüncü ülkeler veya bölgeler arasındaki sınırda açık kapasite tahsisini şart koşabilir.
11. Komisyon; bu maddenin 6, 7 veya 9. paragraflarında belirtilen koşulların söz konusu üçüncü ülke veya bölge ile ilgili olarak yerine getirilip getirilmediğine bağlı olarak, üçüncü bir ülke veya bölgeyi eklemek veya çıkarmak suretiyle III. Ekin 1 veya 2. paragrafında listelenen üçüncü ülkelerin veya bölgelerin listelerinde değişiklik yapmak amacıyla 28. madde uyarınca yetki devrine dayanan tasarrufları kabul etme yetkisine sahiptir.
12. Birlik, 9. maddenin uygulanması amacı doğrultusunda, söz konusu ülke veya bölgelerdeki karbon fiyatlandırma mekanizmalarını dikkate almak için üçüncü ülkeler veya bölgelerle anlaşmalar akdedebilir.
Madde 3
Tanımlar
Bu Tüzük’ün amaçları doğrultusunda, aşağıdaki tanımlar uygulanır:
(1) “mallar”, I. Ekte listelenen mallardır;
(2) “sera gazları”, I. Ekte listelenen malların her biriyle ilgili olarak söz konusu Ekte belirtilen sera gazlarıdır;
(3) “emisyonlar”, malların üretimi nedeniyle sera gazlarının atmosfere salınmasıdır;
(4) “ithalat”, (AB) 952/2013 sayılı Tüzük’ün 201. maddesinde öngörüldüğü şekilde serbest dolaşıma giriştir;
(5) “AB ETS", havacılık faaliyetleri dışında 2003/87/AT sayılı Direktif’in I. Ekinde listelenen faaliyetlerle ilgili olarak Birlik içinde sera gazı emisyon tahsisatı ticaretine yönelik sistemdir;
(6) “Birlik’in gümrük bölgesi”, (AB) 952/2013 sayılı Tüzük’ün 4. maddesinde tanımlanan bölgedir;
(7) “üçüncü ülke”, Birlik’in gümrük bölgesi dışındaki bir ülke veya bölgedir;
(8) “kıta sahanlığı”, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 76. maddesinde tanımlanan kıta sahanlığıdır;
(9) “münhasır ekonomik bölge”, Birleşmiş Milletler Deniz Hukuku Sözleşmesi'nin 55. maddesinde tanımlanan ve söz konusu sözleşme uyarınca bir Üye Devlet tarafından münhasır ekonomik bölge olarak ilan edilen münhasır ekonomik bölgedir;
(10) “gerçek değer”, (AB) 2015/2446 sayılı Yetki Devrine Dayanan Tüzük’ün 1. maddesinin
(48) bendinde tanımlandığı şekilde ticari mallara yönelik gerçek değerdir;
(11) “piyasa birleştirme”, (AB) 2015/1222 sayılı Tüzük’te belirtildiği şekilde, siparişleri eşzamanlı olarak eşleştiren ve bölgeler arası kapasiteleri tahsis eden Birlik sistemi aracılığıyla iletim kapasitesinin tahsisidir;
(12) “açık kapasite tahsisi”, sınır ötesi iletim kapasitesinin elektrik ticaretinden ayrı olarak tahsisidir;
(13) “yetkili makam”, 11. madde uyarınca her Üye Devlet tarafından atanan makamdır;
(14) “gümrük makamları”, (AB) 952/2013 sayılı Tüzük’ün 5. maddesinin (1) bendinde tanımlandığı şekilde Üye Devletlerin gümrük idareleridir;
(15) “ithalatçı”, malların serbest dolaşıma girmesi için kendi adına veya kendi hesabına gümrük beyannamesi veren kişi veya gümrük beyannamesinin (AB) 952/2013 sayılı Tüzük’ün 18. maddesi uyarınca dolaylı bir gümrük temsilcisi tarafından verilmesi halinde, adına böyle bir beyanname verilen kişidir;
(16) “gümrük beyan sahibi", (AB) 952/2013 sayılı Tüzük’ün 5. maddesinin (15) bendinde tanımlandığı şekilde, kendi adına malların serbest dolaşıma girmesi için gümrük beyannamesi veren beyan sahibi veya adına böyle bir beyanname verilen kişidir;
(17) “yetkilendirilmiş SKDM beyan sahibi”, 17. madde uyarınca yetkili bir makam tarafından yetkilendirilen kişidir;
(18) “kişi”, gerçek kişi, tüzel kişi veya tüzel kişi olmayan ancak Birlik hukuku veya ulusal hukuk kapsamında hukuki işlem yapma ehliyetine sahip olduğu kabul edilen kişilerin oluşturduğu herhangi bir birliktir;
(19) “bir Üye Devlet’te yerleşik”:
(a) gerçek kişi olması halinde, ikamet yeri bir Üye Devlet’te olan kişidir;
(b) tüzel kişi veya kişilerin oluşturduğu bir birlik olması halinde, kanuni merkezi, merkez ofisi veya daimî işyeri bir Üye Devlet’te bulunan kişidir;
(20) “Ekonomik Operatörler Kayıt ve Kimlik Numarası (EORI numarası)", gümrük amaçlı kayıt (AB) 952/2013 sayılı Tüzük'ün 9. maddesi uyarınca yapıldığında, gümrük makamı tarafından verilen numaradır;
(21) “doğrudan emisyonlar”, ısıtma veya soğutmanın üretildiği yere bakılmaksızın, üretim süreçleri sırasında tüketilen ısıtma ve soğutma üretiminden kaynaklanan emisyonlar dâhil olmak üzere, malların üretim süreçlerinden kaynaklanan emisyonlardır;
(22) “gömülü emisyonlar”, IV. Ekte belirtilen yöntemlere uygun olarak hesaplanan ve 7(7) maddesi uyarınca kabul edilen uygulama tasarruflarında daha ayrıntılı belirtilen, malların üretimi sırasında açığa çıkan doğrudan emisyonlar ve üretim süreçleri sırasında tüketilen elektriğin üretiminden kaynaklanan dolaylı emisyonlardır;
(23) ”'ton CO2e”, bir metrik ton CO2 veya eşdeğer küresel ısınma potansiyeline sahip, I. Ekte listelenen diğer herhangi bir sera gazı miktarıdır;
(24) “SKDM sertifikası”, mallardaki bir ton CO2e gömülü emisyona karşılık gelen elektronik formattaki bir sertifikadır;
(25) “teslim etme”, SKDM sertifikalarının, ithal mallarda beyan edilen gömülü emisyonlar veya ithal mallarda beyan edilmiş olması gereken gömülü emisyonlar karşısında denkleştirilmesidir;
(26) “üretim süreçleri”, bir tesiste mal üretmek için gerçekleştirilen kimyasal ve fiziksel süreçlerdir;
(27) “varsayılan değer”, mallardaki gömülü emisyonları temsil eden, ikincil verilerden hesaplanan veya çıkarılan değerdir;
(28) “gerçek emisyonlar”, IV. Ekte belirtilen yöntemler uyarınca belirlendiği şekilde, malların üretim süreçlerinden ve söz konusu süreçler sırasında tüketilen elektriğin üretiminden elde edilen birincil verilere dayalı olarak hesaplanan emisyonlardır;
(29) “karbon fiyatı”, üçüncü bir ülkede bir karbon emisyonu azaltma programı kapsamında vergi, resim veya harç şeklinde veya sera gazı emisyonu ticaret sistemi kapsamında emisyon tahsisatı şeklinde ödenen, söz konusu tedbirin kapsamına giren ve malların üretimi sırasında ortaya çıkan sera gazları üzerinden hesaplanan parasal miktardır;
(30) “tesis”, bir üretim sürecinin yürütüldüğü sabit bir teknik birimdir;
(31) “operatör”, üçüncü bir ülkede bir tesisi işleten veya kontrol eden herhangi bir kişidir;
(32) “ulusal akreditasyon kurumu”, (AT) 765/2008 sayılı Tüzük’ün 4(1) maddesi uyarınca her Üye Devlet tarafından atanan ulusal akreditasyon organıdır;
(33) “AB ETS tahsisatı”, havacılık faaliyetleri dışında, 2003/87/AT sayılı Direktif’in I. Ekinde listelenen faaliyetlerle ilgili olarak söz konusu Direktif’in 3. maddesinin (a) bendinde tanımlanan tahsisattır;
(34) “dolaylı emisyonlar”, tüketilen elektriğin üretildiği yere bakılmaksızın, malların üretim süreçleri sırasında tüketilen elektrik üretiminden kaynaklanan emisyonlardır.