Menü

AB 55 e Uyum Paketi

Günümüzde insan sağlığını, doğayı ve tüm canlıları koruyabilmek amacıyla hayata geçirilen projelerin birçoğunun iklim ve biyoçeşitlilik krizlerine engel olması adına planlandığı bilinmektedir. Bunlar arasında öne çıkan ve Avrupa Yeşil Mutabakatı (EU Green Deal) çerçevesinde uygulanan 55’e Uyum Paketi (Fit for 55) ise yeşili sürdürülebilir yollarla korumanın yanı sıra birçok finansal ve piyasa odaklı atılımın da köklü bir şekilde yapılabilmesini sağlama özelliğine sahiptir.

Hem uluslararası bir dayanışma meselesi haline gelen hem de nesiller arası sorumluluğun üstlenilmesini sağlayan söz konusu mücadele yöntemleri ile meydana gelecek radikal değişiklikler, özellikle AB ülkeleri ile iş birliği içerisinde olan Türk firmaları açısından da yeni düzenlemeleri ve ticari değişiklikleri işaret etmektedir.

Çevresel faydayı maksimumda sağlamak ve sera gazı emisyonlarını azaltmak amacıyla tam anlamıyla devrim niteliğinde bir proje olan AB 55’e Uyum Paketi, Avrupa Yeşil Mutabakatı’nın önemli bir bileşeni olarak karbon emisyonlarını %55’e varan bir oranda azaltılmasını öngörmektedir.

Avrupa Birliği 55’e Uyum Paketi (Fit for 55) Nedir?

İçeriğinde pek çok politik süreci ve yasa değişikliğini barındıran, bununla birlikte iklim krizine karşı son derece geniş bir yelpazede önlem alma arzusuyla tasarlanan Avrupa Birliği 55’e Uyum Paketi, tarihi değiştiren Sanayi Devrimi’nden çok daha kapsamlı bir iklim eylem planı olarak ortaya çıkmaktadır.

Bu plan, 2050 yılına kadar Avrupa ülkelerinin tümünde iklimi nötr hale getirmek adına atılması gereken bir dizi adımı içermekte ve ayrıca, birtakım ara hedeflerle sürecin hızlanmasını da amaçlamaktadır. Buna göre ise 2030 yılına kadar %55 oranındaki sera gazı emisyon azaltımı, Avrupa Birliği’nin Paris İklim Anlaşması kapsamında yer alan hedeflerine ulaşabilmesinin ilk ve en önemli basamağını oluşturmaktadır.

Avrupa Birliği ülkelerinin, Türkiye’nin en önemli ticari ortakları olduğu göz önünde bulundurulduğunda, özellikle eğitim, finans ve yatırım, enerji, sanayi, inşaat, ulaşım, tarım, endüstri, üretim ve teknoloji gibi alanlarda Uyum Paketi ile meydana gelecek değişikliklerin ülkemizde ve aynı zamanda da dünyada yepyeni bir düzene işaret ettiği söylenebilmektedir.

Bu doğrultuda ana enerji kaynağı sayılan petrol ve benzeri fosil yakıtlar, yerini alternatif enerji kaynaklarına bırakabilecek ve buna bağlı olarak global çapta yepyeni bir ticari partnerlik ve sermaye dağıtım süreci gerçekleşebilecektir. Dolayısıyla, 2021 yılında çıkarılan Avrupa İklim Yasası (European Climate Law) ile benimsenen iklim stratejileri, akabinde altı çizilen 55’e Uyum Paketi neticesinde tüm yatırımların yeşil dostu temellerle planlanması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu da elbette ki birçok sektör profesyonelini, uzun vadeli çevre dostu yatırımlar yapmaya daha istekli hale gelmeleri adına teşvik etmektedir. Bu hedef doğrultusunda iklim kriziyle mücadelede bir dönüm noktası misyonunu taşıyan Fit for 55 hem ekonomik büyüme hem de eşit fırsatları içeren bir yol haritası çizmektedir.

AB Yeşil Mutabakatı’nın Amacı Nedir?

Önemli sektörlerin kapsamlı değişiklikler yapmasını kaçınılmaz hale getirecek bir dizi politikayı içeren AB Yeşil Mutabakatı, temelde insan kaynaklı gelişen ve doğa felaketlerinin birincil sebepleri arasında yer edinen sera gazı emisyonlarının yol açtığı iklim krizine karşı önlem almayı amaçlamaktadır. İklim değişikliği sebebiyle görülecek sıcak hava dalgaları ve kuraklık, aşırı yağış ve sel, biyolojik çeşitlilik kaybı, yangın, su krizi, tarımda verim düşüklüğü ve benzeri birçok sorun ise bu politikalar ile önlenmeye çalışılacaktır.

Benzeri çevresel tehditlerin yaşanmaması için, 19. yüzyıldaki Sanayi Devrimi ile başlayan dönüşümün devamı ve çok daha geniş kapsamlısı olarak açıklanabilecek Avrupa Yeşil Mutabakatı, bir diğer stratejik hedefte ise hızla artan küresel ısınmanın önüne geçerek enerjide yeşili tercih eden bir sistem devreye sokmayı talep etmektedir. Bu, enerji üretiminde yenilenebilir kaynakların payının artırırken, aynı zamanda enflasyon dengesini sağlayacak ve Avrupa’nın endüstriyel rekabet gücünü koruyacak da bir girişim olacaktır.

AB 55’e Uyum Paketi, Şirketler ve Türkiye İçin Neden Önemlidir?

Yalnızca çevrenin korunmasında değil, aynı zamanda sosyal ve ekonomik dönüşümlerin hızlanmasında da etkili olacak olan AB 55’e Uyum Paketi, sunacağı enerji verimliliği yatırımları ve yenilenebilir enerjiye geçiş fırsatıyla da yeni istihdam imkanları yaratacaktır. Öte yandan bu projenin en önemli bileşenleri arasında yer alan Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması çerçevelerinde ise bina, ulaşım, arazi kullanımı, orman, iklim ve enerji ve yakıt gibi alanlarda yeni girişimlere imza atılacak ve ilgili sekiz farklı yasanın güçlendirilmesi söz konusu olacaktır. Buna göre 55’e Uyum Paketi’nin hem dünya şirketleri hem de Türkiye için önemi şunları içermektedir:

  • Ana hedeflerinden biri karbon emisyonlarını azaltmak olan bu proje, Karbon Sınır Ayarlama Mekanizması (CBAM) gibi yenilikçi politikaların uygulanmasını da hedeflemektedir. Bu doğrultuda, Avrupa Birliği ülkeleri dışındaki lokasyonlardan ithal edilen yüksek karbon yoğunluklu malzemeler için ek karbon vergisi ödenmesi zorunluluğu ortaya çıkacaktır. Ayrıca, Türk şirketlerinin özellikle karbon ayak izini azaltmaları üzerine yeni stratejiler oluşturmaları da zorunludur. Aksi halde, AB ülkelerine başta çimento, alüminyum, çelik olmak üzere birçok ürün ihracında Türkiye’nin ek vergiler ile karşı karşıya kalması ve buna bağlı olarak rekabet gücünün söz konusu olabilir.
  • AB 55’e Uyum Paketi, aynı zamanda ilgili tüm ülkelerin Avrupa Birliği ticaret kurallarına uymasını da mecburi tutmaktadır. Doğanın korunmasına yönelik olarak Türk şirketleri tarafından atılacak her adım, bu hususta AB ile olan ilişkileri güçlendirmekle kalmayıp, aynı zamanda Gümrük Birliği’nin uyumlu değişimine de katkıda bulunacaktır. Bu sayede AB ile ortak ticari ilişkilerin sürdürülebilir olması sağlanabilecek ve bu da uzun vadede ekonomik güç anlamına gelecektir.
  • Hem Türkiye’de hem de dünyada doğa dostu dönüşümün bir parçası haline gelecek şirketler, yeni projeler ve teknolojik yatırımlar için girişimlere imza atabilecektir. Bu da dolayısıyla yepyeni pazarların ve iş imkanlarının oluşmasına katkı sunacaktır. Türkiye için bu durum, özellikle sanayi sektöründe rekabet gücünü artırmak açısından önemlidir. Sadece AB pazarı içerisinde değil, global pazarda da rekabete katılabilecek yeşil dostu firmalar, küresel kazanç imkanlarından da yararlanabilecek ve aynı paralelde yeşil dönüşüme uygun sürdürülebilir üretim modellerini geliştirebilecektir.
  • İklim değişikliği ile mücadelede köklü bir adım olan Fit for 55 Paketi, değişim sürecine destek olmak adına çeşitli fonları ve sürdürülebilir finans imkanlarını da sunmaktadır. Yeşil teknoloji yatırımı yapmak isteyen şirketler için önemli ayrıcalıklar ve fırsatlar yaratan proje, Türk şirketlerinin de aynı eşdeğerde finans kaynaklarına ulaşımını sağlayacaktır. Bu da şirketler için büyük çaplı yatırım şansı olarak değerlendirilebilir.
  • Uyum Paketi dahilinde yapılacak yenilenebilir enerji yatırımları, uzun vadede maliyetlerin azalmasına da katkıda bulunacaktır. Enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı şirketlerin enerji maliyetlerini azaltmalarına yardımcı olurken aynı zamanda karbon emisyonlarını azaltarak AB pazarında daha rekabetçi olmalarını da sağlayabilir.

Bu Paketin Kapsadığı Sektörler Hangileridir?

Avrupa Birliği tarafından projelendirilen Avrupa Yeşil Mutabakatı'nın önemli bir parçası olan 55’e Uyum Paketi, karbon emisyonlarını azaltmak adına hedeflediği yeniliklerle, aşağıdakiler de dahil olmak üzere birçok farklı sektörün stratejik değişimini kaçınılmaz hale getirmektedir:

  • Karbon emisyonları denildiğinde akla ilk gelen sektörlerden olan ulaşım ve taşımacılık, bu projenin ana odaklarından biridir. Buna göre hava, kara ve deniz trafiğinde karbonsuz yakıt kullanımının teşvik edilmesi, elektrikli araçların kullanımının artırtılması ve özellikle içten yanma özelliği bulunan motorlara yönelik sınırlandırılmaların getirilmesi esastır.
  • Karbon yoğunluğu yüksek olan bir diğer sektör ise sanayi ve imalat sektörleridir. Burada da karbon emisyon azaltımı adına yeni kurallar gündeme gelmekte ve Karbon Sınır Vergisi ile AB dışında yer alan üreticilerin kontrolü sağlanacaktır.
  • Elbette ki önemli sektörlerden olan ve 55’e Uyum Paketi maddelerinden doğrudan etkilenen enerji sektöründe de asıl amaçlardan biri fosil yakıtları ortadan kaldırarak şirketleri yenilenebilir enerji ile tanıştırmaktır. Bu sayede enerji verimliliğinin artırılması hedeflenirken, elektriğin üretim ve dağıtım süreciyle ilgili yepyeni atılımların yapılması da öngörülmektedir.
  • Yalıtım, ısıtma, sıcaktan koruma ve benzeri konuları da etkileyen yenilikler, dolayısıyla bina ve inşaat sektörlerinde de yeniliklerin yapılmasını gerekli kılmaktadır. Mevcut dönüşümlerde doğa dostu temeller atılırken, yeni projelendirilecek ısıtma, soğutma ve yalıtım uygulamalarına da uygun standartlar getirilecektir.
  • 2030 yılına kadar karbon emisyonlarını %55 oranında azaltma hedefinin parçası olacak sektörler arasında tarım ve gıda da yer almaktadır. Özellikle gıdaya dair tedarik zincirlerinde çevresel etkilerin azaltılması, karbon ayak izinin mümkün olduğunca ortadan kaldırılması ve sürdürülebilir tarımın yaygınlaştırılması da süreçteki birincil amaçlar arasındadır.
  • Atık yönetimi sağlayan sektörler ise daha az atık üretimi ve daha fazla dönüşüm stratejisi sunmaları adına proje dahilinde sorumluluk alacaktır. Bu sayede kaynakların verimli kullanılması adına motivasyon sağlanması ve döngüsel ekonominin entegresi de mümkün olacaktır.

Ayrıca, daha spesifik olarak demir-çelik, alüminyum, çimento, elektrik ve gübre ile ilgili sektörlerin de AB’ye ithal edilen ürünler için doğrudan sera gazı emisyonlarının hesabını kapsayacak olan Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) beyannamesi vermesi gerekmektedir. Bu sayede yerleşik ithalatçıların karbon kaçağı riski de önlenebilecektir.

AB 55 Hedefleri ve Eylem Planları

Fit for 55 Paketi aşamaları arasında ilk aşamalar, mevcut karbon emisyon seviyelerinin belirlenmesi başta olmak üzere sektörlerin ürettiği emisyon oranlarını tespit etmektir. Temiz, döngüsel ekonomiye geçiş yaparak kaynakların verimli kullanımının artırılması, biyolojik çeşitliliğin yeniden sağlanması ve çevre kirliliğinin azaltılmasını öngören bu süreçte, oluşturulan yeni yasa ve düzenlemeler hakkında da taraflara detaylı bilgi verilmektedir.

Öte yandan, AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), sunduğu piyasa mekanizmaları ile karbon emisyonunu azaltmaya yönelik teşviklerde bulunacaktır. Bu da ekonomiyi canlandırmanın yanı sıra yeni pazarlar ve iş olanakları olarak şirketlerin karşısına çıkacaktır. Eş zamanlı olarak yenilenebilir enerji kaynakları kullandırılarak enerji üretiminde fosil yakıtlara bağlılığın azaltılması da hedeflenmektedir. Kırılgan ekosistemi koruyacak önlemler, aynı zamanda ‘tarladan sofraya’ gibi sürdürülebilir gıda sistemlerinin, çevreye saygılı üretim modellerinin, temiz enerjinin ve dolayısıyla temiz doğanın da önünü açacaktır.

Tüm teşvikler, ortak amaca hizmet ederken toplumsal değişimlerin buna ayak uydurması da söz konusu olacak, en temelde ulaşım sektörü yenilenecek ve toplu taşımalardan bireysel araç kullanımına kadar elektrikli araç teşviki sağlanacaktır. Süreçte daha fazla kesimin bilinçlenmesi adına eğitimlere yer verilecek, farkındalık yaratılarak teşviklere katılım sağlanacaktır. Bununla birlikte geri dönüşüm çalışmalarının yalnızca geçici bir proje olarak algılanmaması ve hayatın her alanında değer görmesi adına hem iş dünyası hem de halkın destek sağlaması mümkün kılınacaktır.

Türkiye’de ise Ticaret Bakanlığı tarafından koordine edilen bir Yeşil Mutabakat Çalışma Grubu oluşturulmuş ve bakanlık temsilcilerin yanı sıra özel sektörden yetkililerin de katılımı sağlanmıştır. Değişime ayak uydurmada yol haritası görevi görecek eylem planlarının hazırlandığı toplantıların sonucunda, ayrıca uluslararası ticarette iklim değişikliği ve Gümrük Birliği ile AB’nin adaptasyonuna dair planlamaların da altı çizilmiştir.  9 ana başlık ve 32 hedef ile toplamda 81 eylemi içeren planda yer alan başlıklar şöyledir:

  • Avrupa Yeşil Mutabakatı Hakkında Bilgilendirme ve Bilinçlendirme Faaliyetleri,
  • Sınırda Karbon Düzenlemeleri Proje ve Uygulamaları,
  • Yeşil ve Döngüsel Bir Ekonomi Adına Yapılacak Çalışmalara Hız Verilmesi,
  • Yeşil Finansman,
  • Ekonomik, Güvenli ve Temiz Bir Enerji Arzı,
  • Sürdürülebilir Tarım,
  • Sürdürülebilir Akıllı Ulaşım Sistemleri,
  • Diplomasi,
  • İklim Değişikliği ile Mücadele.

AB 55’e Uyum Paketi’nin İşletmelere Getireceği Yükümlülükler Nelerdir?

2030 yılına kadar karbon emisyonlarının %55 oranında azaltılması adına bir dizi değişimi gerekli kılan Uyum Paketi, bu kaçınılmaz değişimlere ortak olacak şirketler için de yeni sorumluluklar ve yükümlülükler anlamına gelmektedir. Bunlar arasında ise karbon emisyonlarını izlemek ve raporlamak başta olmak üzere, sürdürülebilir üretim ve yenilenebilir enerji kullanımları ile tedarik zinciri yönetimleri yer almaktadır.

İlgili şirketlerin, yıllık emisyon düzeylerinin belirlenebilmesi adına AB otoritelerine düzenli olarak rapor sunmaları beklenmekte, bunun yanı sıra AB Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) çerçevesinde, emisyon limitlerine uyum sağlanabilmesi amacıyla karbon kredileri satın almaları gerekliliği doğabilmektedir.

İşletmelerin enerji verimliliğini artırması ve yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesi, süreç boyunca teşvik edilecek ve ilgili standartlara uyum sağlanması bir tercih değil, zorunluluk haline getirilecektir. Bu nedenle işletmelerin ilgili tüm kaynaklarını optimize etmeleri de beklenmekte, aksi halde uygulanacak çeşitli yaptırımlarda bahsedilmektedir. Bu noktada, her biri firma çevresel atıkların azaltılması, yönetilmesi ve döngüsel ekonomi ilkelerini hayata geçirmekle mükelleftir.

Dahası, ulaşım ve taşımacılık süreçlerini ilgili projeye uyumlu hale getirme zorunluluğu bulunan şirketler, alternatif yakıtların tercihi veya elektrikli araç kullanımı gibi konularda da değişime ayak uydurma sorumluluğunda olacaktır. Yöneticiler ve kurucular başta olmak üzere tüm şirket çalışanlarının konuyla ilgili eğitim alması da esastır. Öyle ki yeni yasal düzenlemeler ve standartlara uymayan işletmeler için önemli cezai yaptırımların uygulanması söz konusudur. Bunun olmaması adına ise kapsamlı eğitimin yanı sıra uyuma katkı sağlayacak teknolojik ve inovatif çözümler için de teşvik ve destekler bulunmaktadır.

Türkiye’de AB 55’e Uyum Süreci İçin Teşvik ve Destekler Var Mı?

Türkiye, Avrupa Birliği'nin 55’e Uyum Paketi kapsamında faydalanılması adına birçok teşvik ve destek mekanizmasını da geliştirmiş durumdadır.  Bununla ilgili olarak AB ülkelerindeki mevcut hibe ve fonların yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından hazırlanan çevre projelerine yönelik hibe programlarından da faydalanılabilmektedir.

Öte yandan enerjide verimlilik ve iyileştirme hedefiyle yenilenebilir enerjiye geçen firmalara vergi indirimleri ve hatta çeşitli vergilerden muafiyet hakkı da tanınmaktadır. Türkiye için birçok alanda fırsat sunan Uyum Süreci ile ayrıca ihracat firmalarına Ticaret Bakanlığı’nca pazara giriş belge destekleri sunulmakta ve bu süreçte Karbon Ayak İzi Doğrulama Belgesi için yapılan ödemenin %50’si de iade edilmektedir.

Ticaret Bakanlığı’nın resmi web sitesinde yer verilen bilgilendirmede, bu destekten yararlanmak adına bir proje sunulması gerekmediğinin de altı çizilmiştir. İlgili teşvikin dışında, Avrupa Birliği Yeşil Mutabakat Yasası Türkiye’deki diğer dahilinde destek ve hibeler ise şunlardır:

  • Kalkınma Ajansları tarafından Yeşil Dönüşüm hibeleri sunulmakta ve bunlar dernekler, birlikler, borsalar veya odalar aracılığıyla alınabilmektedir. Kapsam çerçevesinde eko-verimlilik, yenilenebilir enerji kaynakları ve bunların kullanımı, enerji verimliliği, OSB altyapılarının yeşil dönüşüm ve döngüsel ekonomiye geçişi için yatırım ihtiyaçları ve ön değerlendirme çalışmaları ve Avrupa Yeşil Mutabakatı’na Uyum yer almaktadır.
  • KOBİ ve KOBİ dışı işletmelerin yararlanabileceği, Hazine Fonu kaynaklı Kredi Garanti Fonu Yeşil Dönüşüm ve Enerji Verimliliği Destek Paketi ise birçok finans kurum ve kuruluşlarından (ilgili bankalardan) elde edilebilmektedir. Bu noktada; kefalet üst sınırı KOBİ’lerde 20 Milyon TL ve KOBİ dışı işletmelerde 50 Milyon TL olarak belirlenmiş, azami 24 ay ödemesiz olmak üzere azami 120 aylık yatırım kredisi veya azami 6 ay ödemesiz olmak üzere azami 36 ay işletme kredisi imkanları tanınmıştır.
  • Yeşil Mutabakat ayrıca, TUBİTAK Ar-Ge hibeleriyle de desteklenmektedir. Konuyla ilgili ana başlıklar arasında ise sürdürülebilir akıllı ulaşım, temiz ve döngüsel ekonomi, erişilebilir, temiz ve güvenli enerji, yeşil ve sürdürülebilir tarım ve iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak, karbon salınımını sınırlamak ve sera gazı emisyonlarını düzenlemeye yönelik çalışmalar bulunmaktadır.

Bunların yanı sıra AB'nin uzun vadeli bütçesi ve toparlanma planı NextGenerationEU, yeşil dönüşümü desteklemek için tasarlanmıştır. 2021-2027 Çok Yıllı Finansal Çerçeve kapsamında yer alan programların %30’u iklim eylemi için ayrılmıştır. Ufuk Avrupa programının araştırma ve inovasyon fonunun %35’i ise sürdürülebilir ve inovatif çözümler için kullanılacaktır. Ayrıca, Ufuk Avrupa, KOBİ'lere özellikle start-up ve yenilikçi firmalar üzerinden inovasyon geliştirme ve büyütme desteği sağlamaktadır.

AB 55 Uyum Danışmanlığı Kapsamında Sunduğumuz Hizmetler Nelerdir?

CASEM’in 55’e Uyum kapsamında sunduğu hizmetler, firmaların AB direktiflerine uyumunu kolaylaştırmaktadır. AB mevzuatına uyum danışmanlığı başta olmak üzere çeşitli sektör ve alanlara getirilen yasal düzenlemeleri daha yakından tanımak, buna uygun iç değişiklikler konusunda hangi adımların atılması gerektiğini planlamak ve akabinde de bu adımları hayata geçirmek isteyen şirketler için yasal düzenleme takibi, risk analizi ve bunu minimize edici çalışmalar, eğitim ve bilgilendirme çalışmaları, denetim sürecine hazırlık danışmanlığı ve ilgili diğer faaliyetler uzmanlarca yapılmaktadır.

10 yılı aşkım tecrübesi ve Avrupa Birliği'nin Genel Veri Koruma Yönetmeliği (GDPR) gibi önemli tüm adımlara hakim ekibi ile tek çatı altında tam kapsamlı hizmet sunan CASEM, birbirinden farklı danışmanlık konularının her birinden kusursuz sonuçlar almayı ilke haline getirmiştir. Bu özelliğinin yanı sıra ISO sistemleri eğitimli personeli ile hizmetlerini şirket sistemlerine eş zamanlı entegre eden marka, şirketler için Avrupa pazarında bilinçli ve çok daha güvenli şekilde var olmayı da mümkün hale getirmektedir.

Danışmanlık Süreci Boyunca İşletmemde Ne Gibi Değişiklikler Yapmam Gerekiyor?

AB 55’e Uyum Paketi çerçevesinde alınan danışmanlık hizmeti kapsamında yapılacak değişiklikler, çeşitli optimizasyon ve raporlama konuları da dahil olmak üzere şu maddeleri içermektedir:

  • Şirketteki emisyon ölçümlerinin yapılması ve AB standartlarına uygun raporlama prosedürlerinin tamamlanması için gerekli sistemlerin kurulması ve eğitimlerin tamamlanması,
  • Enerji verimliliği ve karbon emisyonlarını azaltma yolları konusunda destek sağlanması,
  • Enerji tüketiminin izlenebilmesi ve optimize edilebilmesi adına teknolojik sistemlerin kurulması ve rüzgar veya güneş kaynaklı diğer yenilenebilir enerji alternatiflerine yatırım ve geçiş yapılması,
  • Proses iyileştirmeleri yaparak atık üretiminin azaltılmasına ve geri dönüşümün artırılmasına yönelik sürdürülebilir üretim yöntemlerinin benimsenmesi ve entegrasyonu,
  • Sürdürülebilirlik kriterlerine uygun tedarikçi değerlendirmelerinin yapılması ve gerekirse yeni tedarikçi arayışlarının başlatılması,
  • Sürdürülebilirlik politikalarına uygun yeni hedeflerin belirlenmesi ve tüm çalışanların konu hakkında bilgilendirilip, işlerin güncellenmesi,
  • Uyum denetimlerine hazırlanmak için gerekli tüm belgelerin, raporların ve verilerin düzenlenmesi ve değerlendirme ile kontrol tekniklerinin öğrenilip uygulanması.

Tüm bu aşamalar sektörler için en kritik konulardır ve uyum süreci için doğru ve eksiksiz olarak düzenlenmeleri gerekmektedir. Bunu sağlayabilmek adına ise uzman bir danışmanlık firması ile iş birliği yapılması oldukça önemlidir. Profesyoneller tarafından şirket adına hazırlanacak yol haritası ile hem sürdürülebilirlik kültürünün şirket genelinde yerleşmesi ve benimsenmesi sağlanabilir hem de tüm mekanizmaların uygulama ve raporlandırılması aşamalarında belirlenen standartlar kolaylıkla yakalanabilir.

AB 55’e Uyum Sürecinde Enerji Yönetiminde Hangi Teknolojileri Önerirsiniz?

Avrupa Birliği’nin 55’e Uyum Paketi süreci kapsamında modern teknolojik değişimler yapmak, sürdürülebilirliği sağlamak ve enerji yönetimini iyileştirebilmek adına oldukça önemlidir. Bu kritik sistemler arasında sıklıkla önerilenler ise aşağıdakiler içermektedir:

  • Enerji Yönetim Sistemleri (EMS): Bunlar arasında enerji israfını önleyici gerçek zamanlı izleme sistemleri ile enerji tüketim verilerini toplama, analiz etme, optimize etme yönetme gibi özelliklere sahip akıllı enerji yönetimi sayılabilmektedir.
  • Yenilenebilir Enerji Teknolojileri: Fotovoltaik teknolojiler ve güneş panelleri gibi güneş enerjisi sistemleri ve rüzgar tribünleri gibi rüzgar enerji sistemleri, uzun vadede daha düşük maliyet ve daha az karbon emisyonu fırsatı yaratmaktadır. Ayrıca, lityum iyon piller gibi enerji depolama sistemleri de tercih edilebilir ve sürdürülebilirlik dengesi desteklenebilir.
  • Elektrikli Araç Şarj İstasyonları: Elektrikli araçların talebi ve yönetimine ek olarak şarj istasyonlarına geçiş yapılması ise yeşil ulaşım desteği sağlanabilir.
  • Akıllı Şebeke (Smart Grid) Teknolojileri: Daha verimli şekilde enerji üretmek ve tüketmek adına üstün bir teknoloji sunan sistemler ile akıllı şebekler kurulabilir ve tüketim planlaması yapılarak enerji kayıpları minimumda tutulabilir.
  • Karbon Yakalama ve Depolama (CCS): Bu teknolojiler, atmosfere salınan karbondioksiti yakalama özellikleri ile endüstriyel tesislerdeki karbon emisyonlarını azaltmak adına tercih edilmektedir. Bu sayede karbonun, güvenli bir şekilde yeraltında depolanması ve dolayısıyla çevrenin korunması da mümkün olabilmektedir.
  • Bina Otomasyon Sistemleri (BAS): Enerji tüketiminin optimizasyonu adına modern termostatlara, enerji izleme sensörlerine ve hareket sensörlerine geçiş yapılabilir. Ayrıca havalandırma, ısıtma ve soğutma sistemlerinde de enerji tasarruflu otomasyon teknolojileri tercih edilebilir.
  • Enerji Verimlilik Teknolojileri: Basit değişikliklerin bile önemli sonuçlar sunduğu bu süreçte geleneksel aydınlatma yerine LED tercih etmek dahi tasarrufta etkili bir çözüm anlamına gelmektedir. Ayrıca, yüksek verim sağlayan elektrik motorları ve enerji verimliliğini artıran HVAC gibi cihazlar da yeşil dostu olarak öne çıkmaktadır.

AB 55’e Uyum Paketi Ne Zaman Zorunlu Hale Gelecek?

Yasal süreci dinamik şekilde devam eden ve gerek AB ülkelerinde gerekse Türkiye’de değişimin hızının artırılmasını sağlayan Avrupa Yeşil Mutabakatı 2023 yılı itibarı ile kademeli olarak devreye girmeye başlamıştır. Süreç boyunca pandemi ve savaşların verdiği ekonomik gerilemeden etkilenen ülkelerde, ne yazık ki tedarik zinciri bozulmaları ve fiyat dalgalanmaları da meydana gelmiştir.

Bu sebeple, yeni düzenlerin hayata geçirilmesi adına tam tarih verilememekle birlikte, Avrupa Birliği Konseyi tarafından uyarlanan bir zaman çizelgesine de uyum gösterilmesi beklenmektedir. Buna göre;

  • 2023-2024 yılları, sınırda karbon düzenlemesi için ilk aşama sayılmakta ve özellikle şirketlerin karbon ayak izi raporlamalarını tamamlanması beklenmektedir.
  • Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) 2026 yılı itibarıyla devreye sokulacak ve bu hedefin devamı olarak özellikle Avrupa Birliği’ne ihraç yapan ülkelere çeşitli sınırlandırmalar ve vergiler uygulanabilecektir.
  • En önemli hedeflerden biri ise 2023 yılına kadar karbon emisyonlarını 1990 yılı oranlarına göre %55 azaltmaktır. Dolayısıyla, 2030 yılına kadar AB ülkeleri ve ticaret ortaklarının bu hedefe uyum sağlaması zorunlu hale gelecektir.
  • 2030 yılına kadarki hedefler arasında ayrıca kara ve deniz alanlarının %20’sinin restorasyonu ile sürdürülebilirlik gereksinimlerinin belirlenmesi ve uygulanması, Net Sıfır Endüstri Yasa’sının devreye sokulmuş olması, Eko-Tasarım Yönetmeliği’ne geçilmesi ve karayolu araçları için emisyon sınırlarının düşürülmesi gibi maddeler de yer almaktadır.
  • Yüksek karbon emisyonuna sahip çelik, çimento, ulaşım, kimya ve benzeri sektörler için özellikle 2025-2026 yılları arasında önemli değişimlerin ve kritik kararların gündeme getirilmesi de esastır.

AB 55’e Uyum Paketi’nin Türkiye Üzerindeki Etkileri, Fırsatları ve Zorlukları

İklim değişikliği ile mücadelede devrim niteliğinde kararlar alan ve buna uygun projeleri hayata geçiren Avrupa Birliği’nin düzenlemeleri elbette ki Türkiye üzerinde de birçok etki yaratmaktadır. Değişim süreciyle ilgili fırsatlar ve zorluklar ise şu şekilde özetlenebilir:

  • Fırsatlar

Yeşil yatırımlara teşvik, hibe ve fırsatlarından yararlanarak değişime ayak uyduran Türkiye, yakın gelecekte AB pazarındaki rekabet gücünü artırma şansıyla da karşılaşabilecektir. Bununla birlikte uzun vadede Türk firmalarına sürdürülebilirlik ve inovasyon fırsatı sunan CBAM gibi düzenlemeler de yeni dış pazar olanaklarının önünü açabilecektir. AB'ye ihracat yapan bir ülke olarak Türkiye, çevreye uyum ve karbon ayak izini azaltma stratejileriyle ürünlerini daha cazip hale getirebilir. Öte yandan, yeni teknolojilere uyum sağlamak ve döngüsel ekonomiye yer vermek de Türk şirketleri için hem yeni iş modellerini geliştirme hem de maliyet tasarrufu imkanı demektir.

  • Zorluklar

Karbon Sınır Düzenlemesi, sunacağı fırsatların yanı sıra Türkiye için özellikle yüksek karbon içerikli sektörlerde ek ihracat maliyeti anlamına da gelebilmektedir. Bunun yanında bir diğer negatif etki olarak da yüksek dönüşüm maliyetleri gösterilmekte, bunu minimize etmek içinse uzman danışmanlardan yardım alınması ve ilgili hibe ve kredilerden yararlanılması tavsiye edilmektedir. Bu sayede kısa vadede doğacak yüksek maliyetlerin kontrolü de sağlanabilecektir.

Ek olarak, AB ülkeleri ile karşılaştırıldığında Türkiye, yeşil dönüşümde altyapı eksiklikleri ve teknolojik yetersizlikler ile karşılaşabilir ve bu durum AB pazarındaki rekabet gücünü zorlayabilir. Özellikle KOBİ’lerin yetersiz kalması, dolayısıyla şirket istihdamlarını da düşürebilecektir. Hem şirketlerin tüm bu konularda önlem alması hem de yasal mevzuatlarını gerektiği gibi güncellemesi adına ise her adımda profesyonel danışmanlık almaları önemlidir.

Uzman kadrosu ile CASEM, özelleştirilmiş çözümler sunarken, mevzuatlara da tam uyum sağlanması adına yardımcı olmaktadır. Maliyetlerin en aza indirildiği planlamalarda, bütün riskler adım adım yönetilmekte ve enerji verimliliği ile yeşil dönüşüm stratejileriyle rekabet gücü süreç boyunca artırtılmaktadır. Ayrıca, şirketlerin teşvik ve hibelerden en iyi şekilde faydalanmasını sağlayan CASEM, globalde de sürdürülebilir büyümeye tüm kadrosu ve yılların deneyimiyle katkıda bulunmaya devam etmektedir.

Güncelleme Tarihi: 24.10.2024 15:42:28
İlginizi Çekebilecek Diğer Bloglar
  • Müsilaj Nedir?
    Müsilaj, denizin yüzeyini kaplayan yapışkan bir tehlikedir; doğanın dengesizliği sonucu ortaya çıkar ve deniz yaşamını boğar.
    9 Eylül 2024
  • Çevre Danışmanlık Firmaları Ücret Tarifesi Nasıl Uygulanıyor?
    01.11.2022'de yayınlanan 3200 sayılı Çevre Yönetimi Hizmetleri Yönetmeliği, Çevre Danışmanlık Firmaları için asgari ücret tarifesini belirler.
    13 Ekim 2023
  • ISCC ve ISCC Plus
    International Sustainability & Carbon Certification (ISCC) ve ISCC Plus, sürdürülebilirlik alanında bir önemli standartlar olarak öne çıkıyor.
    27 Şubat 2024
Ebülten
E-Bülten Aboneliği
Duyurular ve yeniliklerden haberdar olmak için e-bültenime kayıt olun.
Whatsapp